• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

Astronom İmhotep-Yusuf






ÖZET
Çalışmada; Yusuf Suresi 4.ncü ayette Yusuf peygamberin gördüğü "on bir yıldız, güneş ve ay" konusu üzerinde durulmuştur. Antik Mısır kayıtlarında astronomi çalışmaları incelenmiştir. Astronomi ve Mısır'da kullanılan güneş takvimi ve ay takvimi çalışmaları, yıldızların gözlemi ile ilgili kanıtlar sunulmuştur. Konu Kuran ayetleri çerçevesinde değerlendirilmiştir.








ASTRONOM İMHOTEP-YUSUF






Dönemin Mısır hükümdarı, Yusuf peygamberi yedi yıllık kuraklık dönemininde Mısır’ın başına tam yetki ile atamıştı. Yedi yıllık kuraklık dönemine hazırlanması için Yusuf peygamberin yedi yıllık bolluk dönemde, ülkenin elverişli her toprağında üretim yapması ve hasat edilen ürünü depolaması gerekiyordu. Tahılın depolanması konusu “Yusuf Ambarı” başlıklı yazımızda anlatılmıştı.


Yusuf peygamberin önünde büyük bir sorun daha vardı. Her yıl gerçekleşen Nil taşkını. Nil nehrinin taşması bol ürün almak için avantaj sağlıyordu. Ancak o zamana kadar Nil Nehrinin ne zaman taşacağı öncesinden bilinmiyordu. Henüz ortada takvim yoktu. Ekim işleminin ve planlı üretimin yapılması için Nil Nehrinin taşkın zamanının bilinmesi çok önemli idi.


Mısır veziri İmhotep’in, Yusuf peygamber olduğu “Yusuf Peygamberin Hayatı ve İmhotep” başlıklı yazıda uzun uzun anlatıldığı için burada konuya tekrar girilmeyecektir. İmhotep-Yusuf pek çok unvanının yanında mimar ve astronom olduğunu öğrenmiştik.






ESKİ MISIR’DA ASTRONOMİ


YUSUF PEYGAMBERİN ASTRONOMİ İLE İLGİSİ



İmhotep-Yusuf, gök cisimlerini özellikle de Sirius yıldızını gözlemleyerek Mısır takvimini yaptığı anlaşılıyor. Sirius yıldızı ile ilgili olarak turkcewiki.org ansiklopedi sitesindeki “Sirius” maddesinde şu ifadeler yer alır.

“Eski Mısır’da “Orta Krallık” döneminde, Mısırlılar takvimlerini Sirius’un helyak* doğuşuna göre düzenlemişlerdi. Bu takvimde esas alınan gün ise, Sirius’un doğuşunun Güneş’in ışığından yeterince uzaklaşmış olmasından sonra, Güneş’in doğuşundan hemen önce açıkça görülür hale geldiği gündü. Bir başka deyişle bu, Sirius’un Mısır göklerinde 70 günlük yokluğundan sonra belirdiği gündü ve Nil Nehri’nin her yılki taşmasından hemen öncesine ve yaz gün dönümüne denk gelirdi.”

*Helyak doğuş (Heliak doğuş) Güneş ile aynı sırada doğup batabilen yıldızların Güneş’in doğduğu sıralardaki doğuşuna verilen addır. Bir yıldızın helyak doğuşu ile Güneş’in doğuşu arasındaki zaman farkı yılın belirli bir gününde sıfırlanır ki, o günden sonra o yıldız Güneş’ten daha önce doğmaya başlar. Bu iki doğuş arasındaki zaman farkı, başlangıçta bir iki hafta boyunca bir saati geçmez. Fakat fark giderek açılır ve yıldızın doğuşu gece yerine gündüze denk gelmeye başlayınca ışığı Güneş’in güçlü ışığı yanında sönük kalan yıldız her yıl belirli bir dönem boyunca görülemez. Mısırlılar da bu yüzden 70 gün boyunca Sirius’u göklerinde göremezlerdi. (Dharma Ansiklopedi, SALT, Alparslan ve ÇOBANLI, Cem, Dharma Yayınları, İstanbul, 2001)



Sirius Yıldızı ve Mısır takvimi hakkında biraz bilgi vermek konunun aydınlatılması açısından çok önemlidir:

Mısır için Sirius yıldızının özel bir öneme sahip olduğunu belirtmiştik. Sirius yıldızının, doğu ufkunda güneş doğmadan hemen önce görülmesi Mısırlılar için çok önemli olan bir olay olan Nil’in taşmasının başlangıç tarihine işaret ediyordu. Bu iki olayın peş peşe gerçekleşmesi Astronom İmhotep-Yusuf tarafından fark edilmiş.


Sirius güneydoğu yönünden yükselen, genellikle ufka yakın duran çok belirgin ve parlak bir yıldızdır. Gökyüzünde Güneş, Ay, Venüs’ten sonraki en parlak cisim Sirius’tur. Sirius’u tanımak çok kolaydır, parlak mavi bir renge sahip olmasının yanında, Orion Belt (Avcı kemeri), üç yıldızın doğrultusu üzerindedir. Ayrıca Sirius, ufka yakın olduğunda renk değiştiriyormuş gibi görünür.


Olay şöyle açıklanabilir: Güneş yıl boyunca gökyüzünde Burçlar Kuşağı adı verilen çemberi dolanır. Güneş’in bir burçtan ötekine hareketi yaklaşık bir ay sürmektedir. Eski Mısır’da, astronom-rahiplerin gökyüzünü gözlemlediği zamanlarda, Nil taşkını Güneş’in Sirius’un yakınlarında bulunduğu zamana denk geliyordu. Normalde Güneş’in yakınında bulunan yıldızları gündüz vakti göremeyiz; ancak sabah ya da akşam saatlerinde, Güneş doğmadan hemen önce ve battıktan hemen sonra konumları uygun ise bu yıldızlar görünür hale gelirler. Sirius için de durum buydu. Ancak daha sonraki binyıllarda bu durum değişmiştir.


Sirius’un görünmesi ve Nil taşkını olaylarını takiben 70 gün boyunca Sirius ortadan kayboluyordu, çünkü güneşe çok yaklaşıyordu. Güneşe çok yakın bir yıldızın sabah erken saatlerde bile gözlenmesi mümkün değildir. Ardından Sirius akşam gün batımından hemen sonra görünmeye başlar. Güneşe yakın cisimler (örneğin Merkür ve Venüs) sadece gün doğumundan hemen önce veya gün batımından hemen sonra gözlenebilirler.


Güneş’in doğumundan hemen önce görülen Sirius Nil’in taşmasının habercisidir ve Mısır takvimi bu olayla başlar. Mısırlılar 30 günlük 12 aydan oluşan bir Güneş Takvimi kullanmışlardır. Mısırlıların kullandığı ikinci bir takvim ise Ay Takvimi’dir ve Ay’ın evrelerinin düzenine bağlıdır. Bu takvimde bir ay 29,5 günden ibarettir. Dolayısıyla Mısırlıların kullandığı iki takvim arasında bir uyumsuzluk vardı. Bir Mısır yılı 360 gündü. Bir takvim yılının sonunda 5 gün süren bir şölen düzenlenirdi. Şölen sırasında takvimin ilerlemesi durduruluyor, böylece 365 gün tamamlanmış oluyordu.


Mısır yılı, gerçek yıldan yaklaşık 6 saat daha kısaydı. (Bir yıl yaklaşık olarak 355,2422 gündür.) Bu nedenle her dört yılda bir Nil’in taşması takvime göre 1 gün gecikmekteydi. Ancak her 1.460 yılda bir Nil taşkınları ile takvim arasındaki 1 günlük gecikme ortadan kalkıyordu. Bir başka deyişle Nil taşkını başlangıç tarihi takvim içinde yavaş yavaş kaymaktaydı. Mısırlı rahipler bu çeyrek günlük (6 saatlik) uyuşmazlığın farkındaydılar. Ayrıca yıldızların kendi takvimlerinden çok daha hassas bir zaman belirleyicisi olduğunun da farkındaydılar. Nil’in taşma mevsimini belirlemek için yıldızları kullanmak takvime bakmaktan çok daha iyi sonuç veriyordu. Ayrıca Mısırlı rahipler “nil-metre” denilen basamaklı odacıklar ile, o yıl Nil nehrinin ne kadar taşacağını tahmin eden sistemler geliştirmiştir.


Bir Mısır yılı, dörder aylık üç mevsimden oluşuyordu. Birinci mevsim, Nil’in taştığı mevsimdi. Bu mevsimde sular yükselirdi. Bunu ekim ve hasat mevsimleri takip ederdi. Mısır'da tarım, Nil'in döngüsüne bağımlıydı. Bunun doğal sonucu olarak da Mısırlıların üç iklimi vardı, taşkın (Akhet), ekim (Peret) ve hasat (Shemu). Nil taşkınlarını felaket olmaktan çıkartıp bir nimet olarak ancak bu şekilde kullanabilirlerdi: Yılın belli gün sayısından ibaret bir döngü olduğu hesap edilmiş, daha sonra bu döngünün üç mevsime sel/taşkın mevsimi, ekinlerin büyüme mevsimi, hasat mevsimi olacak şekilde bölerek hayatlarını ona göre düzenlemişler.


Mısır tarihinde ve arkeoloji çalışmalarından anlaşıldığı kadarıyla Nil taşkını sorununu çözmek ve bunu fırsata çevirmek gibi bir ihtiyaçtan dolayı astronomi çalışmalarının yapıldığı anlaşılıyor. Mısırlıların yıldızları sınıflandırdıkları bilinmektedir. Gök cisimlerinin izlenmesi sonucunda, birden fazla takvim (güneş ve ay takvimi) ve Nil döngüsüne göre uyarlanmış Mısır’a özgü mevsim tanımlanmıştır. Bütün bu bilimsel çalışmaların sonucunda, Mısır için sorun olan Nil taşkını artık sorun olmaktan çıkmış verimli topraklarda düzenli tarımsal üretim yapılmaya başlanmıştır.


Mısır tarihi, hiyeroglifler ve arkeolojik verilerden elde edilen bilgiler Mısır’da astronomi biliminin nasıl yeşerdiğinin ortaya koyuyor. Bu bilgilerin Kur’an’a da sunulması gerekmektedir.


Yusuf Suresinde baştan sona kadar Yusuf kıssası anlatılır. Özellikle 4.ncü ayette; Yusuf peygamberin babasına gök cisimlerini gördüğünü ifade ediyor. Bu konu meallerde genellikle “rüyada gördüğü” olarak çevrilir. Ancak gördüm fiilinin iki kez kullanılması suretiyle uyanıkken gördüğü vurgulanmıştır. Ayrıca meallerde, tefsirlerde onbir yıldızın Yusuf’un kardeşlerini, güneşin Yusuf’un babasını, ayın Yusuf’un annesini ifade ettiği anlatılır.

“Hani bir zaman Yûsuf, babasına: “Babacığım! Şüphesiz ben onbir yıldız, güneş ve ay'ı gördüm; onları bana boyun eğip teslimiyet gösterirlerken gördüm” demişti.” (53/12Yusuf 4, Tebyin)



Buraya kadar anlatılan bilgiler ışığında, Yusuf suresi 4.ncü ayetinde Yusuf peygamberin gördüm dediği şeylerin gök cisimleri olduğu, “görme” fiilinin de astronomi bilgisini ifade ettiği açıkça anlaşılmaktadır.


İmhotep-Yusuf; hem yıldızları, gözlemiş ilgili yasalar çerçevesinde ilmi ile onları boyun eğdirmiş, hem de güneş ve ay hareketlerinden güneş ve ay takvimi oluşturmuştur. Burada da aynı şekilde Allah’ın koyduğu yasalar çerçevesinde; güneş ve ayın hareketlerine yüklenen yasayı kullanmıştır, kendine boyun eğdirmiştir. Yukarıda bahsedilen tüm bu bilgilerin ilgili ayet ile uyum içerisinde olduğu görülüyor.


4.Hani bir zaman Yûsuf, babasına: “Babacığım! Şüphesiz ben onbir yıldız, güneş ve ay'ı gördüm; onları bana boyun eğip teslimiyet gösterirlerken gördüm” demişti.

100.Ve anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine yükseltti. Ve hepsi boyun eğip teslimiyet göstererek o'nun için yere kapandılar. Ve Yûsuf: “Babacığım! İşte bu durum, o gördüğümün te’vîlidir. Gerçekten Rabbim onu hak kıldı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Şüphesiz Rabbim dilediği şeye armağan vericidir. Şüphesiz O, en iyi bilen, hüküm koyanın ta kendisidir.”
111.Andolsun ki Yûsuf, babası, kardeşleri kıssalarında kavrama yeteneği olanlar için bir ibret vardır. (53/12Yusuf 4, 100, 111, Tebyin)


İmhotep-Yusuf yüklendiği misyonu yerine getirmek için; yedi yıllık kıtlığa hazırlık yapmak için başta, Nil taşkını sorununu bilimsel yöntemle çözdüğü, elde ettiği takvim ve Mısır’a özgü mevsim bilgileri ile tarım alanlarında düzenli ve planlı üretim anlaşılıyor. Hasat edilen ürünü kıtlık süresince depoladığını bilimsel verilerle de zaten biliyoruz. Günümüzde yapılan çalışmalarda bilim adamları Yusuf peygamberin belki de tarihin bir çok dalda uzmanlaşmış ilk bilge-dahi olduğu noktasında birleşmişlerdir.


Son olarak şunu da belirtmeliyim ki; Yusuf Suresi 111.nci ayette kıssadan ibret alınması vurgusu yapılmıştır. Kıssanın tamamı dikkate alındığında, 4.ncü ayet üzerinde derin derin düşünülmesi gerekiyor.





Hakan KAYILI

25.01.2018









Kaynaklar

1) http://www.turkcewiki.org/wiki/Sirius
2) http://www.matematiksel.org/eski-misirda-astronomi/
3) http://ekstrembilgi.com/tarih/eski-misirda-gokbilim-astronomi/
4) Ancient Egyptian Science -Volume Two- Calendars, Clocks, and Astronomy Marshall Clagett
5) https://www.youtube.com/watch?v=Ek3KTweKXws










Resimler






Hiyerogliflerde Takvim







Mısır'da takvim







Mısır'da takvim





Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim