• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

54Hicr Suresi 19-21



Hatalı Çevrilen Ayetler



Hicr Suresi 19-21




Hatalı Çeviri:
19. Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik.
20. Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık.
21. Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.





Doğru Çeviri:
19.Yeryüzünü de yaydık ve oraya sabit kazıklar/dağlar yerleştirdik. Ve yeryüzünde ölçülmüş her şeyden bitkiler bitirdik.
20.Ve yeryüzünde sizin için ve sizin rızıklandırmadığınız kimseler için geçim yollarını yaptık/ Ve yeryüzünde sizin için birtakım geçim yolları ve sizin rızıklandırmadığınız kimseler yaptık.
21.Ve her şeyin hazineleri yalnız Bizim yanımızdadır. Ve Biz, onu ancak belli bir ölçü ile indiririz.


Sema ile ilgili açıklamalardan sonra bu ayetlerde de yeryüzüne ve insanlar için önemine dikkat çekilmiştir.


19. ayetteki “yeryüzünü de yaydık” ifadesi, Naziat/30’da “Bundan sonra da yeryüzünü serip döşedi”; Zariyat/48’de ise “Yeryüzünü de Biz döşedik. İşte, ne güzel döşeyenleriz!” şeklinde geçmektedir. Bu ifadelerden yeryüzünün tepsi gibi düz olduğu anlamını çıkaranlar ve böyle olduğuna inanmakta direnenler vardır. Hâlbuki ayette konu edilen husus yeryüzünün düzlüğü değil, yaşamaya elverişli bir yaygınlıkta oluşudur. Yeryüzü, üzerinde yaşayan canlılara nispetle o kadar büyük bir küredir ki, üzerinde bulunan her şey için yaygın, düz bir görünüm arz etmektedir.
Yine aynı ayette bahsi geçen yeryüzüne yerleştirilmiş sabit kazıklar ise dağlardır. Nitekim Nebe’/7’de Rabbimiz “Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da birer direk yapmadık mı!” buyurarak dağları direk [kazık] olarak nitelemiştir.


Dağların yeryüzüne kazık gibi yerleştirilmesi, yeryüzünün sarsılmaması içindir:

10.Allah, gökleri dayanak olmadan oluşturmuştur, bunu görmektesiniz. Yeryüzünde de, size sofra hazırlasın diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve oralarda irili-ufaklı her canlıdan türetip yayıverdi. Ve Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her değerli çiftten bitki bitirdik.(Lokman/10)


15,16.Ve Allah size sofra olması için yeryüzünün içinde sabit-sağlam dağlar, ırmaklar ve siz kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız diye yollar ve daha nice âlametler bıraktı. Ve Onlar yıldızlarla/ Kur’ân âyetleri öbekleriyle yollarını bulurlar.(Nahl/15)


31.Ve Biz, yeryüzünün içinde, size sofra olsun diye sağlam kazıklar yaptık. Ve orada kılavuzlandıkları yollarını bulsunlar diye bol bol yollar oluşturduk.(Enbiya/31)


Dağların kazıklara benzetilmesi konusu, bilim ve teknik kitaplarında ayrıntılı olarak mevcuttur. Konu ile ilgili detayın oradan okunmasını öneriyoruz.



ÖLÇÜLMÜŞ HER ŞEYDEN BİTKİLER BİTİRİLMESİ
19. ayetteki “ فيها fîha [orada]” zamirini, teknik olarak hem "yeryüzü”ne hem de “sabit dağlar”a göndermek mümkün ise de, biz "yeryüzü"ne raci olmasını daha doğru bulmaktayız. Çünkü yeryüzü, yararlanılan her türlü bitki çeşidinin bitmesi bakımından, ayette geçen “ انبتنا enbetna [bitkiler bitirdik]” ifadesine, “dağlar”a göre daha uygun düşmektedir.


Ayetteki “ölçülmüş” sıfatı, yeryüzündeki tüm bitkilerin bir “ölçü”, “denge” esasına göre yaratıldığını ve bu “ölçü”, “denge” esasının yaratılışta bir temel yasa olarak konduğunu ifade etmektedir.


8.Allah, “Her dişinin neyi taşıdığını ve rahimler neyi eksiltir ve neyi artırır” bilir. Ve her şey, O'nun katında bir ölçü iledir.(Ra’d/8)


49.Şüphesiz ki, Biz her şeyi; evet her şeyi bir ölçü, ayar ile oluşturduk.(Kamer/49)


27.Ve eğer Allah rızkı kullarına yaysaydı/ döşeseydi [bol bol verseydi], kesinlikle yeryüzünde azgınlık ederlerdi. Velâkin Allah dilediğini belli bir ölçüye göre indiriyor. Şüphesiz ki O, kullarından en çok haberi olandır, en iyi görendir.(Şûra/27)


Burada konu edilen “ölçü”, “denge” esasından, her bitkinin yeryüzünün tamamını kaplamadan, uygun yerlerde bitirilmesi ve belli bir dereceye kadar büyümesi anlaşılmaktadır. Çünkü eğer her bitkinin serbestçe büyümesine izin verilse, büyüme gücünün büyüklüğü sebebiyle tek bir çeşit bitkinin bile yeryüzünün tamamını kaplaması mümkündür. Fakat hikmet sahibi ve her şeye gücü yeten Yaratıcı, büyümeye ve çoğalmaya bir ölçü, bir denge koyarak her tür bitkinin dengeli çoğalmasını düzenlemiştir. Ayrıca bitkilerin belirli boy ve kalınlıkta büyüyor olması da yine her bitkinin yapı, yükseklik, genişlik ve şekil bakımından bizzat yaratıcı tarafından belirlendiğinin bir ispatıdır.


19. ayetteki “ فيها fîha [orada]” zamirin "sabit dağlara" gönderilmesi durumunda, “ölçülmüş” şeylerin bitkiler değil de madenler olması söz konusu olur; ki, altın, gümüş, bakır, kurşun, kalay gibi madenler hep bir ölçü ile kullanılan şeylerdir. Canlı veya cansız, tüm varlıklar kimyasal, fiziksel, biyolojik olarak belirli ölçülere sahiptir. Her biri belirli bir formülle meydana getirilmiş ve her birinin evrendeki fonksiyonu yine belirli ölçülerle ayarlanmıştır. Bu da, evrendeki hiçbir şeyin tesadüfî olmadığı, hepsinin akıllı bir tasarım sonucu oluşturulduğu anlamına gelir.[6]


20. ayette Rabbimiz, yeryüzünü insan için bizzat istifade ettiği veya ticaretini yapmak suretiyle yararlandığı tükenmez bir nimet sofrası kıldığını vurgulamaktadır. Bu husus daha önce Abese suresinde de belirtilmişti:
24.Hadi, bakıversin insan kendi yiyeceğine!
25.Biz suyu döktükçe döktük. 26Sonra toprağı yardıkça yardık.
27-32.Böylece yeryüzünde, size ve hayvanlarınıza geçimlik olarak daneler/ hububat, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalar, gür çimenli, sık ağaçlı bahçeler, meyve ve otlak bitirdik.(Abese/24-32)


20. ayetin sonundaki “sizin rızklandırmadığınız kimseler” ifadesi ile bitki ya da hayvan türünden, insanların bakıp beslemediği ama yine de varlıklarını sürdüren bütün canlılar kastedilmektedir. Söz konusu ifade, en geniş anlamıyla “insan dâhil, yaşayan tüm varlıkların yalnız ve yalnız Allah tarafından rızklandırıldığı” anlamına gelmektedir.


Nitekim Yüce Allah, bütün canlıların rızkının kendisine âit olduğunu çok açık bir ifade ile bildirmiştir:
6Ve yeryüzünde hiçbir küçük-büyük canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Allah, onun yerleşik yerini de geçici bulunduğu yeri de bilir. Hepsi apaçık bir kitaptadır.(Hud/6)*




*İşte Kuran, Hicr Suresi





Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim