• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

85Ankebut Suresi 16-17, 24-27







Mushafta Bozuntu Yapılan Ayetler


Ankebut Suresi 16-17, 24-27



Doğru Çeviri:
16,17.İbrâhîm’i de elçi gönderdik/kurtardık. Hani o, toplumuna: “Allah’a kulluk edin ve O’nun koruması altına girin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Şüphesiz siz Allah’ın astlarından birtakım putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Haberiniz olsun ki sizin Allah’ın astlarından mabut diye o taptıklarınız, sizin için bir rızık vermeye güç yetiremezler. Onun için rızkı Allah yanında arayın ve O’na kulluk edin ve O’na sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ödeyin. Yalnızca O’na döndürüleceksiniz” demişti.

24.Sonra İbrâhîm’in toplumunun cevabı, yalnızca: “Onu öldürün veya yandırın/ ileri derecede sıkıntıya sokun” demeleri oldu. Sonra da Allah o’nu ateşten/ sıkıntıdan kurtardı. Şüphesiz bunda, iman edecek bir toplum için alâmetler/ göstergeler vardır.
25.Ve İbrâhîm dedi ki: “Siz, sırf aranızdaki dünya hayatında sevgi için Allah’ın astlarından birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyâmet günü, kiminiz kiminizi tanımayacak, kiminiz kiminizi dışlayıp gözden çıkaracaktır. Varacağınız yer de cehennemdir. Ve sizin için yardımcılardan da yoktur.”
26.Bunun üzerine o’na Lût inandı. Ve İbrâhîm dedi ki: “Ben Rabbime hicret ediciyim. Şüphesiz O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/ sağlam yapanın ta kendisidir.
27.Ve Biz o’na İshâk’ı ve Ya‘kûb’u bağışladık. Ve soyu içinde peygamberlik ve Kitap verdik. Ve Biz o’na dünyada ücretini verdik. Şüphesiz o, âhirette de sâlihlerdendir.





İkinci olarak surenin bu ayetlerinde İbrahim peygambere değinilmiştir. Bu değinide, İbrahim’in (as) kavmine yaptığı uyarılar ve bu uyarılara karşı kavminden gördüğü tepki nakledilmiştir. İbrahim peygamber kavmine akıllarını harekete geçirici sözler söyleyerek onları hakikate çağırdığı halde, onlar katı bir tutum takınarak İbrahim peygamber için ne kadar kötü planlar kurduklarını dile getirmişlerdir.


Ancak kavmi hangi planları kurmuş olurlarsa olsun, Rabbimiz kendisi için hicret eden İbrahim’i korumuş ve ona birçok lütuflarda bulunmuştur:
11,12.Şüphesiz Biz, onu size bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye sular kabarınca sizi gemide Biz taşıdık.(Meryem/49)
                                                                                                       
72.Ve Biz o’na İshâk’ı, ilave olarak da Ya‘kûb’u bağışladık. Ve hepsini iyi kimseler yaptık.(Enbiya/72)
                                                                                                         
71.Ve İbrâhîm’in karısı ayaklanmıştı, gülüverdi.(Hûd/71)
                                                                                                                 
133.Yoksa siz Ya’kûb’a ölüm hâli gelip çattığı zaman, oğullarına, “Benden sonra neye kulluk edeceksiniz?” dediği zaman, onların; “Biz, bir tek ilâh olarak senin ilâhına ve ataların İbrâhîm, İsmâîl ve İshâk’ın ilâhına kulluk edeceğiz. Ve biz, sadece O’nun için islâmlaştıranlarız” dediklerine tanıklar mı idiniz?!(Bakara/133)
                                                                                                     
120,121.Şüphesiz İbrâhîm içtenlikle Allah’a boyun eğen, ortak koşma inancından dönmüş, Allah’ın nimetlerine karşılık ödeyen başlı başına bir ümmet idi. Ve o, ortak koşanlardan olmadı. Ve Allah, o’nu seçti ve dosdoğru yola kılavuzladı.
122.Ve Biz İbrâhîm’e dünyada iyilik-güzellik verdik. Ve şüphesiz O, âhirette de kesinlikle sâlihlerdendir.(Nahl/120-122)
                                                                                                       
İbrahim’in kavmine yaptığı uyarılar birçok ayette yer almıştır: Bakara/122-141, 258-260,Al-i İmran/64-71, En’am/71-82, Hûd/69-83, İbrahim/35-41, Hicr/45-60, Meryem/41-50, Enbiya/51-75, Şuara/69-104, Saffat/75-113, Zuhruf/26-35, Zariyat/24-46.


Burada İbrahim peygamber ile ilgili sadece birkaç ayeti hatırlatmakla yetiniyoruz:
122.Ve Biz İbrâhîm’e dünyada iyilik-güzellik verdik. Ve şüphesiz O, âhirette de kesinlikle sâlihlerdendir. (Nahl/122)
                                                                                                            
130.Ve İbrâhîm’in dininden/yaşam tarzından, kendini akılsızlaştıran kimseden başka kim yüz çevirir? Ve Biz o’nu dünyada seçmiştik. Hiç şüphesiz o, âhirette de iyilerden biridir.(Bakara/130)
                                                                                                            
122.Ve Biz İbrâhîm’e dünyada iyilik-güzellik verdik. Ve şüphesiz O, âhirette de kesinlikle sâlihlerdendir.(Enbiya/69)
                                                                                                               
97.Onlar: “Şunun için bir duvar yapın/ ambargo uygulayın da bunu çılgınca yanan ateşin/aşırı sıkıntının içine atın!” dediler.
98.Onlar, İbrâhîm’e tuzak kurmak istediler de Biz onları aşağılıklar kılıverdik.(Saffat/97-98)
                                                                                                             
26. ayette Lût’un (as) İbrâhîm’e (as) iman etmiş olduğundan bahsedilmektedir. Bu konu ile ilgili klasik kaynaklarda şu nakiller yer almaktadır:

Hz. Lût’un Hz. İbrahim’in kardeşinin oğlu olduğu söylenir. Söylendiğine göre onun nesebi şöyledir: Lût b. Hârân b. Âzer. Yani Hz. İbrâhîm’e kavminden onun ve Hz. İbrahim’in eşi Sâre’nin dışında kimse iman etmemişti. Sahih bir hadîste şöyle anlatılıyor: Hz. İbrahim, o zorba [kral]ın bulunduğu yere uğradığı zaman Hz. İbrahim’e Sâre’nin kim olduğunu sormuştu. Hz. İbrâhîm bu soruya: Kız kardeşimdir, diye cevap vermişti. Sonra Hz. İbrâhîm Sâre’ye gelip: Şüphesiz ben ona, o benim kız kardeşimdir, dedim. Beni yalancı çıkarma. Şüphe yok ki, yeryüzünde benim ile senin dışında inanan yok. Sen benim dinde kız kardeşimsin, demişti. İşte bu hadîs-i şerif ile bu âyetin arası nasıl bulunacak diye bir soru sorulacak olursa şöyle denebilir: En doğrusunu Allah bilir ama Hz. İbrahim’in hadîste Sâre’ye hitaben söylediği sözden maksadı şu olmalıdır. Yeryüzünde benimle senin dışında İslâm üzere olan bir çift daha yoktur. Hz. Lût (a.s), kavmi içinden Hz. İbrâhîm’e îmân etmiş ve onunla birlikte Şam ülkesine hicret etmişti. Sonra Hz. İbrâhîm Halil hayatta iken, Hz. Lût Sodom ve havalisi halkına peygamber olarak gönderilmiştir. Kavmi ile aralarında geçenler daha önce geçtiği gibi ilerde gelecektir.[12]

Katade der ki: İkisi birden [Hz. İbrâhîm ve Lût] Kûfe topraklarındaki Kûsâ’dan Şam’a hicret ettiler. Bize anlatıldığına göre, Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuş; Şüphesiz hicretten sonra hicret olacaktır. Yeryüzü halkı Hz. İbrahim’in hicret ettiği yere yönelecek ve yeryüzünde yeryüzü halkının sadece kötüleri kalacaktır. Nihayet yerleri onları atacak, Rûhullah onlardan hoşlanmayıp uzak duracak ve ateş onları maymunlar ve domuzlarla beraber toplayıp sürecektir. Ateş, onlar nerede gecelerse; onlarla beraber geceleyecek, onlar öğle istirahatine çekildikleri zaman onlarla beraber duracak, onlardan (arkada kalıp) düşenleri yiyecektir. İmâm Ahmed bu hadîsi müsned olarak daha uzunca ve Abdullah b. Amr b. Âs’dan rivayetle zikredip der ki: Bize Abdürrezzâk’ın… Şehr b. Havşeb’den rivayetinde o, şöyle anlatıyor: Yezîd b. Muâviye’nin bîatı [ona biat etmemiz emri] bize geldiğinde Şam’a geldim. Nef el-Bekâlî’nin durduğu yeri öğrendim ve oraya gittim. Bir adam geldi ve insanlardan ayrı bir yere oturdu. Üzerinde dört köşe siyah bir aba vardı. Bir de baktık ki, Abdullah b. Amr b. Âs göründü. Nef onu görünce, sözünü kesti. Abdullah dedi ki: Allah Rasûlünü (s.a) şöyle buyururken işittim: Muhakkak ki hicretten sonra hicret olacaktır. İnsanlar Hz. İbrahim’in hicret yerine yönelecekler (ve orada toplanacaklar), yeryüzünde sadece yeryüzü halkının en kötüleri kalacak. Yerleri onları atacak, Rahmân’ın nefesi onlardan hoşlanmayıp uzak duracak; ateş maymunlar ve domuzlarla beraber onları toplayıp sürecek, onlar geceledikleri zaman bu ateş onlarla beraber geceleyecek, onlar öğle istirâhatine çekildiği zaman onlarla beraber dinlenecek, onlardan geride kalanları yiyecek. Allah Rasûlünü (s.a) bir de şöyle buyururken işittim: Doğu tarafından ümmetim içinden birtakım insanlar çıkacak. Onlar Kur’ân’ı okuyacaklar da hançerelerinden aşağıya geçmeyecek. Onlardan ne zaman bir nesil çıksa arkası kesilecek. Onlardan ne zaman bir nesil çıksa arkalan kesilecek. Allah Rasûlü “onlardan her bir nesil çıktıkça arkaları kesilecek” sözünü yirmiden fazla tekrar etti ve sonunda şöyle buyurdu: Nihayet, onların kalıntıları içinde Deccâl çıkacaktır. İmam Ahmed, hadîsi Ebu Dâvûd ve Abdüssamed’den, bu ikisi Hişâm ed-Destevâî’den, o da Katâde’den rivayet etmiştir. Aynca Ebu Dâvûd, hadîsi Sünen’inin cihâd bölümünde rivayet etmiştir. Ebu Dâvûd burada der ki: Bize Ubeydullah b. Ömer’in … Abdullah b. Amr’dan rivayetinde o, Allah RasûIünü (as) şöyle buyururken işitmiş: Hicretten sonra hicret olacaktır. Yeryüzü halkının hayırlıları, Hz. İbrahim’in hicret yerine sığınacaklardır. Yeryüzünde halkın en kötüleri kalacak ve yerleri onları atacak, Rahmân’ın nefesi onlardan hoşlanmayıp uzak duracak; ateş, maymunlar ve domuzlarla beraber onları toplayıp sürecektir.[13]



Yine 26. ayette İbrahim’in (as) “Ben Rabbime hicret ediciyim. Şüphesiz O, Azîz ve Hakîm’in ta kendisidir” dediği görülmektedir. Bu ifadeden İbrahim’in (as) “Ben Rabbim uğrunda vatanımı terk edeceğim ve Rabbim beni nereye götürürse oraya gideceğim” demek istediğini anlıyoruz.


Pasajda inkârcıların ağzından nakledilen ifadelerden, kavminin İbrahim’i (as) öldürmek ya da yak­mak üzere aralarında gizli bir toplantı düzenledikleri anlaşılmaktadır. Bu olay detaylı olarak “Enbiya” sûre­sinde de yer almıştı:
51.Ve andolsun ki Biz, daha önce İbrâhîm’e rüşdünü vermiştik. Ve Biz o’nu bilenler idik.52.Hani İbrâhîm, babasına ve toplumuna: “Israrla kendisine tapınıp durduğunuz heykeller nedir?” demişti.
53.Onlar: “Biz atalarımızı bunlara tapanlar olarak bulduk” dediler.
54.İbrâhîm: “Andolsun ki sizler ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz” dedi.
55.Onlar: “Sen bize hakkı mı getirdin, yoksa sen oyun oynayanlardan mısın?” dediler.
56,57.İbrâhîm dedi ki: “Tam tersi, Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları O, yoktan yaratmıştır. Ben de buna şâhitlik edenlerdenim. Allah’a yemin ederim ki siz arkanızı dönüp gittikten sonra, ben putlarınıza kesinlikle bir tuzak kuracağım.”
58.Sonra da İbrâhîm, ona müracaat etsinler diye kendilerine ait büyükleri dışında bunları parça parça etti.
59.Toplumu, “Bizim tanrılarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, kesinlikle yanlış, kendi zararlarına iş yapanlardandır” dediler.
60.Bazıları, “Onları anıp duran bir genç duyduk. Onun için “İbrâhîm” deniliyor” dediler.
61.Onlar, “O hâlde o’na tanık olmaları için İbrâhîm’i insanların gözleri önüne getirin” dediler.
62.Onlar, “Ey İbrâhîm! Bunu tanrılarımıza sen mi yaptın?” dediler.
63.İbrâhîm: “Aksine, onu şu büyükleri yaptı. Konuşabiliyorlarsa haydi kendilerine sorun” dedi.
64.Bunun üzerine kendi vicdanlarına döndüler de: “Şüphesiz siz, yanlış; kendi zararlarına iş yapanların ta kendisisiniz” dediler.
65.Sonra onlar yine kendi kafalarına döndüler: “Andolsun ki bunların konuşmayacağını bilirdin” dediler.
66,67.İbrâhîm: “O hâlde, Allah’ın astlarından size hiçbir şekilde fayda vermeyen ve size zarar vermeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Size de, Allah’ın astlarından taptıklarınıza da yazıklar olsun! Siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?” dedi.
68.Toplumu: “Eğer yapanlarsanız, şunu yandırın [ateşe verin, sıkıntıya sokun] ve tanrılarınıza yardım edin” dediler.
69.Biz: “Ey ateş! İbrâhîm’e karşı soğuk ve güvenli ol” dedik.
70.Ve ona bir düzen kurmak istediler de Biz kendilerini daha fazla zarara/kayba uğrayıp acı çeken kimseler yaptık.
71.İbrâhîm’i de, Lût’u da, âlemler için, içinde bolluklar bulunan topraklara kurtardık.
72.Ve Biz o’na İshâk’ı, ilave olarak da Ya‘kûb’u bağışladık. Ve hepsini iyi kimseler yaptık.
73.Ve Biz onları, Bizim emrimizle kılavuzluk yapan önderler yaptık. Ve Biz onlara hayırlar işlemeyi, salâtı ikame etmeyi [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturma-ayakta tutmayı], zekâtı/vergiyi vermeyi vahyettik. Ve onlar, sadece Bize kulluk yapanlar idiler.(Enbiya/51-73)

                                                                                                            
İbrahim peygamber hakkında daha evvel Saffat suresinin tahlilinde geniş açıklama yapıldığından, detayın oradan okunmasını öneriyoruz.


İbrahim peygamberin yakılması konusunda klasik kaynaklarda yer alan efsaneler ile Talmud’un bu konuda kaydettiği anlatımı Enbiya suresinin tahlili esnasında uzun uzadıya alıntıladığımız için detayın oradan okunmasını öneriyoruz.


Konumuz olan pasajda başka mesajlar da söz konusudur. Bunlardan biri, Rabbimizin Resulullah’ı hicrete hazırlamasıdır. Bilindiği üzere bu sure, Mekke’de inen son surelerden biridir. Bu dönem, İbrahim’in kavminin İbrahim’e yaptıkları gibi, Mekkeli müşriklerin de Allah elçisine eziyetlerini artırdıkları bir dönemdir.


Bu günlere Enfal suresinde şöyle değinilmiştir:
30.Ve hani bir zaman, şu kâfirler; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmişolan şu kimseler, seni tutup bağlamak veya öldürmek veya sürüp çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı. Ve onlar tuzak kurarken Allah da cezalandırıyordu. Ve Allah, cezalandıranların en hayırlısıdır.(Enfal/30)
                                                                                                                            
İbrahim sıkıntıdan, yandırılmaktan kurtulunca, surenin 26. ayetinde “ben Rabbime hicret edeceğim” dediği nakledilmişti. Burada Resulullah’a “Haydi, sen de hicret et!” denilmek istenmektedir.


Bir başka mesaj da, Mekke müşriklerine yapılan tehdittir: “İbrahim’in putperest kavmi nasıl yok olup gittiyse, Allah elçisine karşı çıkan sizler de aynen yok olup gideceksiniz. O, bu gün doğup büyüdüğü anayurdunu eli boş bırakıp gitse de zafer onun olacaktır.”


Nitekim öyle de olmuştur. Yesrip halkı; Müslüman’ıyla, Hıristiyan’ıyla, Yahudi’siyle Resulullah’ı bağrına basmış, Resulullah orada her türlü teşkilatlanmayı başarmış, Yesrip ve çevrede İslam’ın yayılmasını sağlamıştır. Ayrıca putperestlerin kalesi olan Mekke’yi de fethetmiştir. İslam bugün tüm ihtişamıyla yaşarken, o günün müşriklerinin izleri bile yoktur.*



*İşte Kuran, Ankebut Suresi





Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim