• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

31Kıyamet Suresi 3-4







Hatalı Çevrilen Ayetler



Kıyamet Suresi 3-4



Hatalı Çeviri:
31 Kıyamet Suresi 3.İnsan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacağımızı mı sanır?
4. Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.




Doğru Çeviri:
31 Kıyamet Suresi 3. O insan kendisinin kemiklerini asla bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor? 4.Evet, Biz onun parmak uçlarını/ tüm organlarını düzenlemeye gücü yetenleriz!


Kıyamete ve kıyamet gününde pişmanlık duyacak kimselere dikkat çekildikten sonra, bu ayetlerden başlayarak inançsız insanların durumları ele alınmış ve akıllarını kullanarak doğruyu bulanların kıyamette pişman olmayacakları açıklanmıştır.


Ayette Geçen “İnsan”
Bazı klâsik kaynaklar, bu ayette geçen “ الانسان  insan”ın, peygamberimizin komşusu olan Adiyy b. Ebi Rebia adında belirli bir kişi olduğunu yazmaktadır. Bu kaynaklara göre Kıyamet suresi, peygamberimize kıyametin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğini soran bu şahsın, aldığı cevap üzerine: “O günü gözümle görsem bile buna inanmam. Allah o kemikleri nasıl bir araya toplayacak!” demesi üzerine inmiştir. Peygamberimizin bu komşusuna anlattıkları, o güne kadar inmiş bulunan Kur’an ayetleri doğrultusundaki bilgiler olmalıdır.

İbn-i Abbas bu “ الانسان  insan”ın Ebu Cehil olduğu görüşündedir.

Bize göre durum biraz daha farklıdır. Şöyle ki, buradaki “insan” o gün de, bugün de var olan ve kıyamet gününe kadar da hep var olacak olan “inançsız insan”dır.  İnançsız insanın en temel niteliklerinden biri “kıyamet”i yalanlamasıdır.


“İnsanın öldükten sonra diriltilmesi” konusuna aşağıdaki ayetlerde de değinilmiştir:
78.Ve kendi oluşturuluşunu dikkate almayarak Bize bir örnekleme yaptı: Dedi ki: “Kim diriltecekmiş o kemikleri? Onlar çürümüş iken!”
79,80.De ki: “Onları ilk defa oluşturan onları diriltecektir. Ve O, her oluşturmayı çok iyi bilendir. O, size o yemyeşil ağaçtan bir ateş/oksijen yapandır. Şimdi de siz oksijenden yakıp duruyorsunuz.(Ya Sin/ 78- 80)

49.Ve onlar dediler ki: “Biz, bir kemik yığını olduğumuz ve ufal anıp toz olduğumuz vakit mi, gerçekten biz, yeni bir oluşturuluşla diriltilecek miyiz?”
50-52.De ki: “İster taş olun, ister demir. Veyahut gönlünüzde büyüyen başka bir yaratık olun.” Sonra onlar; “Bizi kim geri döndürecek?” diyecekler. De ki: “Sizi ilk defa yoktan yaratmış olan.” Bunun üzerine sana başlarını sallayacaklar ve “Ne zamandır bu?” diyecekler. De ki: “Çok yakın olması umulur! Sizi çağıracağı/diriltileceğiniz gün, O’nu överek O’nun çağrısına uyacaksınız ve sadece pek az kaldığınızı zannedeceksiniz.”(İsra/ 49-52)

Verilen örneklerde, kıyameti ve ölümden sonra dirilişi inkâr edenlerin, çürümüş, darmadağın olmuş, rüzgârla, suyla uzak yerlere taşınmış, başka başka maddelerin içine karışmış olan kemiklerin yeniden bir araya toplanmasının mümkün olmadığını zannettikleri bildirilmektedir.

4. ayet, inkârcıların bu tür tereddüt ve kuşkularına meydan okumakta ve onlara yaratılışın en harika özelliklerinden birini hatırlatmaktadır:
“Evet, Biz onun parmak uçlarını düzenlemeye gücü yetenleriz.”

Parmak Uçları
Ayette geçen “بنان   benan” sözcüğü yıllardan beri “parmak uçları” olarak çevrilmekte ve bundan da “parmak izleri” anlaşılmaktadır. Oysaki sözcüğün anlamı sadece “parmak uçları” ile sınırlı değildir.

Benan” sözcüğü, kök anlamı itibariyle “güzel koku” demektir. Genellikle elma kokusu gibi hoş kokulara “benneh” denmektedir. Sözcüğün bu anlamı dikkate alınırsa, ayetin çevirisi “Evet, Biz onun kokularını düzenlemeye gücü yetenleriz” şeklinde olmaktadır.
Vücudun tüm organları” gibi daha birçok anlamı olan “benan” sözcüğü, “parmak uçları” anlamında da kullanılmaktadır. Ama bu anlamda kullanılmış olan “benan” sözcüğünden sadece “parmak izleri” değil, “parmak uçlarının kemikleri” anlaşılmalıdır. Bu anlayışla bakıldığında ayetten insan vücudunun en çok işlevi olan, en ince işleri halledebilen, en nazik ve ayrıntılı kemiklerden oluşmuş parçasının, yani parmak uçlarının bile aynen toparlanıp bir araya getirileceği anlaşılmaktadır. Başka bir ifade ile zımnen şöyle denilmektedir:

En hassas, en ayrıntılı bölümü bile birleştirmeye gücümüz vardır. En ince ve hassas bölgeyi bir araya getirebiliyorsak, büyük parçaları haydi haydi bir araya getiririz!

“Benan” sözcüğünün “parmak uçları” olarak çevrilmesi ve “parmak izleri” olarak anlaşılması, yakın zamanda meşhur olan “parmak izindeki mucize”nin ortaya çıkmasından sonradır. Her insanın parmak izinin farklı olduğu gerçeği bilimsel yolla anlaşılınca, bu gerçeğin asırlar önce Kur’an’da bildirilmiş olması sebebiyle bu husus da Kur’an’ın mucizelerinden biri olarak görülmeye başlanmıştır. Oysa parmak izindeki “benzemezlik mucizesi” sadece parmak izine mahsus değildir. Günümüzde kişisel güvenlik şifresi olarak kullanılmasından da anlaşılmaktadır ki, ses de, göz retinası da bir benzemezlik mucizesi taşımaktadır. Aslında bu benzemezlik mucizeleri insanın her organında, her dokusunda mevcuttur. Çünkü bütün insanların genleri, DNA ve RNA’ları birbirinden farklıdır.

Parmak İzindeki Mucize konusu, DNA ve RNA ların farklılığı bilimsel araştırmalardan tetkik edilebilir.*




*İşte Kuran, Kıyamet Suresi

Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim