• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

97Rahman Suresi 33-34, 31-32, 35-36, 10-30, 37-78







Mushafta Bozuntu Yapılan Ayetler


Rahman Suresi 33-34, 31-32, 35-36, 10-30, 37-78





Doğru Çeviri:
33.Ey cin ve ins toplulukları! Eğer göklerin ve yerin kenarlarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın, ancak üstün bir güç olmadan aşamazsınız.
34.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
31.Ey iki grup! (Ey segaleyn / Ey kütlesi olan topluluk) Yakında sizin hesabınıza bakacağız.
32.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
35.İkinizin de üzerine ateşten alev ve duman gönderilir de siz yardımlanamazsınız.
36.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
10-12.Ve kendisinde, meyvelar ve salkımlı hurma ağaçları, yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler olan yeryüzünü oluşturdu, onu oranın yaratıkları için alçalttı.
13.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
14,15.O, görünen, bilinen varlıkları pişmiş çamur gibi kuru balçıktan/değişken bir maddeden oluşturdu. Görünmez varlıkları, güçleri de ateşin dumansızından/enerjiden oluşturdu.
16.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
17.Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah], iki doğunun Rabbi ve iki batının Rabbidir.
18.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
19.İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıverdi. 20Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.
21.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
22.İkisinden inci ve mercan çıkar.
23.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
24.Denizde koca dağlar gibi yükseltilen gemiler de O’nundur.
25.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
26,27.Yeryüzünün üzerindeki her kişi gelip geçicidir. Ve o celal ve ikram sahibi Rabbinin bizzat Kendisi baki kalır.
28.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
29.Göklerde ve yerde bulunan kimseler, O’ndan istekte bulunurlar. O, her an bir iştedir.
30.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
37.Sonra da gök yarılıp zeytinyağı gibi bir gül olduğu zaman…
38.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
39.Artık işte o gün, bildik-bilmedik, gelmiş-gelecek hiç kimse, bir başkasının günahından sorumlu tutulmaz.
40.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
41.Suçlular, nişanlarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından tutuluverirler.
42.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
43.İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir. 44.Onlar, onunla kaynar su arasında dolaşır dururlar.
45.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
46.Ve Rabbinin makamından korkan kimseler için iki cennet vardır.
47.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
48.İkisinin de dalları vardır.
49.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
50.İkisinde de akıp giden iki pınar vardır.
51.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
52.İkisinde de her meyvedan çift çift vardır.
53.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
54.Astarları kalın ipekten/atlastan yataklara yaslanmış kimseler olarak, iki cennetin de devşirmesi yakındır.
55.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
56.Oralarda, daha önce bildik, bilmedik, geçmiş, gelecek hiç kimse tarafından dokunulmamış; el ve göz değmemiş, bakışlarını dikenler vardır.
57.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
58.Sanki onlar yâkut ve mercandırlar.
59.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
60.İyilileştirmenin-güzelleştirmenin karşılığı, iyileştirme-güzelleştirmeden başka olabilir mi?
61.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
62.Bu ikisinin astından iki cennet daha vardır.
63.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
64.Bunlar yemyeşildirler.
65.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
66.İkisinde durmaksızın coşan iki pınar vardır.
67.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
68.İkisinde de meyve, hurma ve nar vardır.
69.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
70.O meyvelerin içlerinde iyilikler-güzellikler vardır.
71.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
72.Çadırlara kapanmış parlak gözlüler vardır.
73.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
74.Bunlardan önce onlara bildik-bilinmedik hiç kimse dokunmamıştır.
75.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
76.Yeşil yastıklara ve “Abkari” sergilere; hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslananlar olarak…
77.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?
78.Azamet ve büyüklük sahibi, emir ve yasak koyma hakkına sahip, saygınlaştırma sahibi Rabbinin adı, ne cömerttir!




Tahlil

33.Ey cin ve ins toplulukları! Eğer göklerin ve yerin kenarlarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın, ancak üstün bir güç olmadan aşamazsınız.

34.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

31.Ey iki grup! (Ey segaleyn/ Ey kütlesi olan topluluk) Yakında sizin hesabınıza bakacağız.

32.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

35.İkinizin de üzerine ateşten alev ve duman gönderilir de siz yardımlanamazsınız.

36.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?



Teknik olarak  كُما [kümâ/ikiniz] zamirinin daha evvel geçmiş olması zaruretinden dolayı âyetler, mevcut Mushaf’takinden farklı tertip edilmiştir.


Bu âyetlerde tüm insanlar tehdit edilmekte ve dengeyi bozmaları, dengeyi ikâme etmemeleri neticesinde zarara uğrayacakları bildirilip bunun cezasını çekecekleri ve bu evrenden kaçamayacakları bildirilmektedir.


Âyetteki ins-cinn terkibi, “bilinen, bilinmeyen, herkes” anlamını ifade eder. Bu konuya dair Nâs sûresi’nde detaylı bilgi vermiştik.[3]


33. âyette tüm insanlara, Eğer göklerin ve yerin kenarlarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın; ancak sultan/üstün bir güç olmadan aşamazsınızbuyurulmaktadır.


DÜNYANIN ve UZAYIN ÇAPLARI ile ilgili bilim teknik kitaplarında ayrıntılı bilgi bulunmaktadır.



Ey iki grup! / Ey İns ve Cin topluluğu / Ey segaleyn / Ey kütlesi olan topluluk

31. ayette geçen "segaleyn" sözcüğü ağırlık anlama gelen siklet sözcüğünden gelir. Siklet kelimesi Arapçada aynı Türkçede kullanıldığı gibi ağırlık, kütle anlamında kullanılır.
Ayette geçen kelimenin tam karşılığı; Ağırlığı ve kütlesi olan tüm canlılar demek olur.

Bu ayetten de açıkça anlaşılıyor ki: Cinler, hatalı ve yaygın inanışın aksine; latif varlıklar değil, ağırlığı, kütlesi olan varlıklardır. Allah; 31. ayette kullandığı bu sözcük ile cin konusunda yanlış anlamaların önüne geçmiştir. 






10-12.Ve kendisinde, meyvelar ve salkımlı hurma ağaçları, yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler olan yeryüzünü oluşturdu, onu oranın yaratıkları için alçalttı.

13.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?


Bu âyetlerde insanlara verilen nimetlerden bazıları; meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları, yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkileri sayılıp sonunda da, Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin [eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin] hangisini yalanlıyorsunuz? diye uyarı yapılmıştır.


Burada sayılıp dökülen nimetlerle ilgili geçmiş sûrelerde birçok âyet yer almıştı:

55.Peki, Rabbinin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisinden kuşkuya düşüyorsun?(Necm/55)




14,15.O, görünen, bilinen varlıkları pişmiş çamur gibi kuru balçıktan/değişken bir maddeden oluşturdu. Görünmez varlıkları, güçleri de ateşin dumansızından/enerjiden oluşturdu.

16.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?


Bu âyetlerde maddesel ve enerjik varlıkların yaratılışına değinilirken, aynı zamanda insanın maddî yapısı ve enerjik yapısına da işaret edilmektedir. İnsanın madde yapısı; el-ayak, göz-kulak, et-kemik vs. olarak görünen bedensel yapısıdır. Bir de insanın, akıl, zeka, dikkat, düşünme yetisi vs. gibi enerjik yapısı vardır. Böyle bir varlık, ancak Allah tarafından yaratılabilir ve bu hiç kimse tarafından yalanlanamaz.




17.Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah], iki doğunun Rabbi ve iki batının Rabbidir.

18.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?


Bu âyetlerde Allah, tanıklığını, iki doğunun, iki batının Rabbi oluşu ile desteklemiştir. Âyette konu edilen iki doğu, iki batı ifadesi, güneş ve ayın doğma, batma yerleri veya güneş ve güneşin mevsimlerde farklı yerlerden doğup farklı yerlerden batması şeklinde anlaşılabilir.


Nitekim bir başka âyette şöyle buyurulmuştur:

40,41.Artık hayır. Doğuların ve batıların Rabbine kasem ederim ki Biz, onların yerine kendilerinden daha hayırlı olanları getirmeye kesinlikle güç yetirenleriz. Ve Biz, önüne geçilenler değiliz.(Me‘âric/40-41)

Burada denilmek istenen şudur: Güneş ve ayın gökteki konumları ve işleyişi de Allah’tan başkası tarafından belirlenemez. Bu gerçeği de kimse yalanlayamaz.





19.İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıverdi. 20.Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.

21.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

22.İkisinden inci ve mercan çıkar.

23.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

24.Denizde koca dağlar gibi yükseltilen gemiler de O’nundur.

25.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?



Bu âyetlerde ise denizdeki nimetlere ve bu nimetleri oluşturan güç ve programına dikkat çekilmiştir. İki deniz birbirine kavuşmak üzere salıverilmiş, ikisinden de inci ve mercan çıkıyor. Bu iki denizin arasında bir engel var; birinin özelliği [yaşayan hayvanları ve bitki örtüsü] diğerine geçmiyor.


Bu husus, Furkân sûresi’nde de konu edilmişti. Oradaki açıklamaya burada da yer veriyoruz:

53.Ve O, iki denizi salıverendir; şu su, tatlı ve susuzluğu giderici, şu da tuzlu ve acıdır. Ve O, aralarına bir engel ve yasak koyandır.

54.Ve O, sudan, bir beşer oluşturup sonra ona bir soy ve evlilik sebebiyle akrabalık oluşturandır. Ve senin Rabbin her şeye güç yetirendir.(Furkân/53-54)


Bu âyetlerde de doğadaki yasalardan birine dikkat çekilmektedir. Buna göre, acı ve tatlı sular aralarına konan bir engel ile birbirine karışmamaktadır. Allah’ın bu yasası başka âyetlerde de bildirilmiştir:

61.Onların ortak koştuğu şeyler mi hayırlıdır ya da yeryüzünü barınak yapan, aralarında nehirler oluşturan, onun için sabit dağlar koyan ve iki deniz arasına engel koyan mı? Allah ile beraber bir ilâh mı var? Tam tersi onların çoğu bilmiyorlar.(Neml/61)


19.İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıverdi. 20.Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.

21.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?(Rahmân/19-21)


Bu yasa; denizlerdeki, göllerdeki ve bataklıklardaki suların o su kütlesinde bulunan minerallerden arınarak buharlaşmasını, buharlaşan suyun ise yeryüzüne tatlı su olarak içmeye ve tarıma elverişli özellikte düşmesini ve yeraltı sularının oluşmasını sağlamakta, ayrıca da okyanusların içinde var olan değişik akıntıları izah etmektedir.



DENİZLERİN ARASINDAKİ ENGEL konusu ile ilgili de Bilim ve Teknik kitaplarında ayrıntılı bilgi bulunmaktadır.

New York Bilimler Akademisi Rektörü ve Amerika Birleşik Devletleri Bilimsel Araştırmalar Kurulu eski üyelerinden A. Cressy Morrissonn şöyle demektedir:

Ay bize 240.000 mil uzaklıktadır. Günde iki kere gerçekleşen med olayı bize ayın varlığını gâyet latif bir şekilde hatırlatır. Ayın çekim gücü sonucu okyanuslarda meydana gelen kabarma bazı yerlerde yaklaşık olarak 18 m.’ye kadar çıkar. Hatta ay çekimi sonucu, yer kabuğu bile günde iki kere dışa doğru birkaç santim kayar. Bütün bunlar bir dereceye kadar bize düzenli görülür. Ve biz, bütün okyanusun düzeyini birkaç metre kabartan ve son derece sert görünen yer kabuğunu birkaç santim dışa doğru kaydıran korkunç gücü kavrayamayız.

Merih gezegeninin de bir ayı vardır. Küçük bir ay. Bu ay sadece gezegene 6.000 mil uzaklıktadır. Bunun gibi dünyamızın uydusu olan ay da şu andaki uzaklığı yerine söz gelimi 50.000 mil uzaklıkta olsaydı, ay çekimi sonucu sularda meydana gelen kabarma o kadar güçlü olurdu ki, deniz yüzeyinin altında bulunan bölgeler günde iki defa, dağları aşındıracak güçte tazyikli bir suyun altında kalacaktı. Bu durumda belki de gerekli çabuklukta derinliklerden yükselen dağlar olmayacaktı. Bu basınç sonucu yer kabuğu çatlayacak, havadaki kabarma her gün kasırgaların kopmasına neden olacaktı.

Dağların tamamen silindiğini varsayarsak, o zaman bütün yerküresinin üstündeki suyun derinliği 1.5 mil dolaylarında olacaktır. O zaman da hayat, muhtemelen uçsuz bucaksız bir okyanusun derinliklerinde bulunacaktı.

Ne var ki, bu evreni yönlendiren el, iki denizi salıvermiş, ama bu iki denizin arasına hem onların hem de evrenin yapısından kaynaklanan aşılmaz bir engel koymuştur. Her yönüyle uyum içinde hareket eden evrenin plânları, her işini yerinde ve bir hikmete göre yapan, her şeyi hikmetle yönlendiren yüce yaratıcının eliyle önceden belirlenmiş, özenle düzenlenmiş olarak uygulanmaktadır.

Böylesine düzenli ve sürekli işleyen bu plânlama kendiliğinden ortaya çıkmış bir tesadüf olamaz. Bütün bunlar evreni bir amaç için yaratan ve evrene hükmeden ince ve sağlam yasaları, bu amacı gerçekleştirecek özelliklere sahip kılan yüce yaratıcının iradesi ile meydana gelmektedir.[4]





26,27.Yeryüzünün üzerindeki her kişi gelip geçicidir. Ve o celal ve ikram sahibi Rabbinin bizzat Kendisi baki kalır.

28.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

29.Göklerde ve yerde bulunan kimseler, O’ndan istekte bulunurlar. O, her an bir iştedir.

30.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?



Bu âyetlerde de uyarıya devam edilmektedir. Arz üzerindeki herkes fânidir, yalnızca Allah bâkidir. Evrendeki her varlık, özellikle de insanlar O’ndan istekte bulunurlar. O, her an yeni bir iştedir. Hiçbir insan bu gerçeğe karşı çıkamaz, Allah’ın bu sonsuz gücünü yalanlayamaz.




37.Sonra da gök yarılıp zeytinyağı gibi bir gül olduğu zaman…

38.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

39.Artık işte o gün, bildik-bilmedik, gelmiş-gelecek hiç kimse, bir başkasının günahından sorumlu tutulmaz.

40.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

41.Suçlular, nişanlarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından tutuluverirler.

42.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

43.İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.

44.Onlar, onunla kaynar su arasında dolaşır dururlar.

45.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?



Yukarıdaki paragrafta, arz üzerindeki her şeyin fâniliği vurgulanmıştı. Şimdi de göklerle ilgili bilgi verilmektedir: Gök yarılıp zeytinyağı gibi bir gül olacak, işte o gün, ins ve cann [hiç kimse], onun [bir başkasının] günahından sorumlu tutulmayacak. Kişinin kendi günahından başka bir günahtan sorumlu tutulmayacağı birçok âyette [En‘âm/164, İsrâ/15, Fâtır/18, Zümer/7 ve Necm/38'de] belirtilmişti.

Suçlular simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından tutulup cehenneme sürüklenecek, cehennemle kaynar su arasında dolaşıp duracaklar. Burada kıyâmet ve mahşere ait oluşumlar bildirilerek uyarı yapılmakta ve bunu kimsenin yalanlayamayacağı ifade edilmektedir.

37. âyette, kıyâmet günü, “göğün yarılıp zeytinyağı gibi bir gül olacağı” ifade buyurularak, o dehşet gününde gökyüzünün sıvılaşacağı ve alev alev yanacağı bildirilmektedir. Bu âyetler indiği zaman petrol olmadığından, aydınlatma malzemesi ve yakıt olarak zeytinyağı kullanılmaktaydı.

Göğün durumuna dair birçok âyette (Duhân/43-46, Me ‘âric/8-10, Furkân/25, İnfitâr/1-5, İnşikak/1-5) bilgi verilmişti.

39. âyet genellikle, “O gün ne inse ne cinne günahından sorulmaz” şeklinde çevrilmektedir. Hâlbuki âyetin teknik yapısı böyle bir anlama müsaade etmez. Zira âhirette peygamberler dâhil herkes sorgulanacaktır.


Bu sorgulama, Allah’ın öğrenmesi için değil, adl-i ilâhînin teşhiri ve gösterimi içindir:

6.Andolsun, kendilerine elçi gönderilmiş olanları da sorguya çekeceğiz, andolsun, gönderilen elçileri de sorguya çekeceğiz.(A‘râf/6)


8.Sonra, o gün siz, nimetten kesinlikle sorulacaksınız.(Tekâsür/8)


3.Onlar; Hıcr 91.Kur’ân’ı sihir, şiir, esatir (mitolojik söylentiler), uydurulmuş söz gibi birtakım parçalar, kötü sözler kabul eden kimseler, 3iman edenler olmuyorlar diye sen kendini yıkıma uğratacaksın!

4.Eğer Biz dilersek, Hıcr 90.o yemincilere indirdiğimiz şey gibi 4.onlara gökten bir alâmet [gösterge; ışın, radyasyon ve meteorlar, tayfun, sel] indiririz de onların boyunları, ona boyun eğenler oluverirdi. 5.Ve kendilerine Rahmân’dan [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'tan] yeni bir öğüt geldi mi, kesinlikle ondan yüz çeviren kimseler oldular. 6.Sonra da, kesinlikle yalanladılar. İşte alay edip durdukları şeyin haberleri yakında onlara gelecektir. Hıcr 92,93.İşte, andolsun Rabbine ki, Biz, kesinlikle onların hepsini yaptıkları şeylerden hesaba çekeceğiz.(47Şuara Suresi 3+ (Hicr 91)+ 4 +(Hicr 90) + 5-6 + ( Hicr 92-93)


44. âyetteki, Onlar, onunla kaynar su arasında dolaşır dururlar ifadesiyle, günahkârların cehennem ile kaynar su arasında mekik dokuyacakları bildirilmektedir. Yani, suçlular cehennemde, susadıkça su kaynaklarına gidecekler, ama orada kaynar sudan başka bir şey bulamayacaklar. Zorunlu olarak o kaynar sudan içecekler.

Bu hususa başka âyetlerde (Mü’min/69-76, Hacc/19-24, Kehf/29, Muhammed/14-15, İbrâhîm/15-17, En‘âm/70,  Yûnus/4, Saffat/67, Sâd/57, Duhân/46, 48, Vâkıa/42, 54 ve Nebe/25  de dikkat çekilmiştir.






46.Ve Rabbinin makamından korkan kimseler için iki cennet vardır.

47.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

48.İkisinin de dalları vardır.

49.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

50.İkisinde de akıp giden iki pınar vardır.

51.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

52.İkisinde de her meyvedan çift çift vardır.

53.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

54.Astarları kalın ipekten/atlastan yataklara yaslanmış kimseler olarak, iki cennetin de devşirmesi yakındır.

55.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

56.Oralarda, daha önce bildik, bilmedik, geçmiş, gelecek hiç kimse tarafından dokunulmamış; el ve göz değmemiş, bakışlarını dikenler vardır.

57.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

58.Sanki onlar yâkut ve mercandırlar.

59.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

60.İyilileştirmenin-güzelleştirmenin karşılığı, iyileştirme-güzelleştirmeden başka olabilir mi?

61.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

62.Bu ikisinin astından iki cennet daha vardır.

63.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

64.Bunlar yemyeşildirler.

65.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

66.İkisinde durmaksızın coşan iki pınar vardır.

67.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

68.İkisinde de meyve, hurma ve nar vardır.

69.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

70.O meyvelerin içlerinde iyilikler-güzellikler vardır.

71.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

72.Çadırlara kapanmış parlak gözlüler vardır.

73.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

74.Bunlardan önce onlara bildik-bilinmedik hiç kimse dokunmamıştır.

75.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

76.Yeşil yastıklara ve “Abkari” sergilere; hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslananlar olarak…

77.Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?



Suçluların âkıbeti açıklandıktan sonra, beyânnamenin bu bölümünde şirk ve küfürden uzak olanların durumu, onları bekleyen nimetler sayılıp dökülmüştür:

33.Peki, o, kazandığı şeyler ile birlikte her bir kişinin üzerinde dikilen/görüp gözeten kimdir? Onlar ise Allah’a ortaklar edindiler. De ki: “Onları isimlendirin! Yoksa siz, O’na yeryüzünde bilmediği bir şey mi ya da sözden açık olanı mı haber vereceksiniz? Aslında kâfirlere; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmişolan şu kişilere plânları güzel gösterildi de Yol’dan saptırıldılar. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için yol gösteren kimse yoktur.(Ra‘d/33)


45.Biz, onların söylediklerini daha iyi biliriz. Ve sen, onların üzerinde zorlayıcı değilsin. O hâlde sen, Benim tehdidimden korkan kimselere Kur’ân ile öğüt ver.(Kaf/45)


26-28.Ve onlar: “Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah], çocuk edindi” dediler. Rahmân, bundan arınıktır. Aksine onlar armağanlar verilmiş kullardır. Onlar, O’nun sözünün önüne geçemezler; onlar, yalnız O’nun emriyle iş yaparlar. O, Rahmân’ın çocukları saydıkları şeylerin önlerinde olanı ve arkalarında olanı bilir. Ve onlar, O’nun hoşnut olduğu kimselerden başkasına yardımda/destekte bulunmazlar. Bununla birlikte onlar O’na duydukları derin saygı ve sevgiden dolayı ondan uzaklaşma korkusundan tir tir titrerler.(Enbiyâ/26-28)


Ve  Haşr/21, Ahzâb/37, Tâ-Hâ/2-4, Ankebût/33-34, Kasas/33-34, Meryem/4-6.


62. âyette tesniye [ikil] kalıbıyla yer alan جنتان [cennetân] sözcüğü –ki lafzen “iki cennet” demektir– klâsik eserlerde şu şekillerde anlaşılmıştır:

• Cennetlerden biri cinnler, biri de insanlar içindir.

• Cennetlerden biri cenneti hakk eden kişi, diğeri de eşleri içindir.

• Bunlar; birinde dünya nimetleri, diğerinde de cennet nimetleri olan iki cennettir.

• Bu cennetlerden biri gezmek ve dinlenmek, diğeri de ikâmet etmek içindir.


Bizce burada sözcüğün tesniye gelmesi, ses uyumu için olup anlamı çoğuldur. Zira kullara vaat edilen cennet Kur’ân’da hep  جنات [cennâtin/cennetler] şeklinde çoğul olarak gelmiştir.





78.Azamet ve büyüklük sahibi, emir ve yasak koyma hakkına sahip, saygınlaştırma sahibi Rabbinin adı, ne cömerttir!



Allah’ın elçi göndermek sûretiyle insanlığa müdahalesi açıklandıktan sonra, Celal ve ikram sahibi Rabbinin adı, ne cömerttir! buyurularak, Allah’ın “Rahmân” isminin bereketine ve evrene yansımasına dikkat çekilmiştir. O, insana anasından daha fazla rahmet etmekte, bu nedenle de elçi gönderip kitap indirmekte; böylece onların mutlu yaşamalarını temin etmek istemektedir.


Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.*





*İşte Kuran, Rahman Suresi








Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim