• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

53Yusuf Suresi 21-22




Hatalı Çevrilen Ayetler


Yusuf Suresi 21-22





Hatalı Çeviri:
21. Mısır'da onu satın alan adam, karısına dedi ki: «Ona değer ver ve güzel bak! Umulur ki bize faydası olur. Veya onu evlât ediniriz.» İşte böylece (Mısır'da adaletle hükmetmesi) ve kendisine (rüyadaki) olayların yorumunu öğretmemiz için Yusuf'u o yere yerleştirdik. Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler.
22. (Yusuf) erginlik çağına erişince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneği) ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükâfatlandırırız.






Doğru Çeviri:
21.Ve o'nu satın alan Mısırlı kişi, karısına: “Bunun yerini şerefli tut. Bize yararlı olabilir ya da o'nu evlat ediniriz” dedi. Ve Biz, Yûsuf'u böylece yeryüzünde yerleştirdik … ve kendisine olayların/ sözlerin ilk anlamlarının ne olduğuna dair bilgileri öğretelim diye… Ve Allah, emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
22.Ve Yûsuf, tam erginlik çağına gelince, kendisine bilgi ve hüküm verdik. Ve işte Biz, güzelleştirenlere böyle karşılık veririz.


21. ayette, Yusuf’un Mısırlı bir kişiye satıldığı ve Mısır’a yerleştirildiği, böylece yeni bir hayata başladığı bildirilmektedir. 22. ayette ise Yusuf’a bahşedilen nimetler açıklanmaktadır.


Yusuf’u satın alan kişinin, karısına “bunun yerini şerefli tut” demesi, “ona değer ver, onu yücelt” anlamına gelmektedir. Rabbimizin aynı ayetteki “Ve Biz Yusuf'u böylece yeryüzünde yerleştirdik. Ona olayların tevilini de öğrettik. Ve Allah emrinde galiptir” ifadesinden, Yusuf’u satın alan ailenin gerçekten ona değer vererek iyi bir eğitim ve öğretim sağladığı, bu durumun da aslında Allah’ın emri ile olduğu ve hayatının bu döneminde Yusuf’un vahye muhatap olarak kendisine olayların te’vilinin öğretildiği anlaşılmaktadır. Yani, daha önce çölde yaşayan bir ailenin çocuğu iken, Yusuf, ilk olarak kendisine iyi bir eğitim ve öğretim imkânı sağlayacak bir ailenin yanına yerleştirilmiş, erişkinlik çağına gelince de Allah tarafından elçi yapılmıştır.


Yusuf’un elçi yapıldığının bildirildiği 22. ayetteki “kendisine ilim ve hüküm verdik” ifadesi, Rabbimizin hem elçi hem de hükümdar yaptığı elçiler için kullandığı bir ifadedir. Bu da Yusuf’un hem elçi hem de mülki amir, hükümdar yapıldığını göstermektedir. Çünkü “hüküm verdik” ifadesi, Yusuf’a, “yeryüzünde fitne ve fesadı önleyip adaleti sağlayacak yasalar” demek olan “hikmet” ile yargılama gücü verildiği anlamına gelmektedir. Nitekim bu husus, 101. ayette Yusuf’un “Rabbim! Sen bana mülk verdin …” şeklindeki ifadesi ile teyit edilmiştir.


Yusuf'un erginlik çağı hakkında Rabbimiz tarafından Kur’an’da herhangi bir bilgi verilmediği hâlde, bu konuda pek çok fikir ileri sürülmüştür:
İbn Abbâs, Mücâhid ve Katâde “otuz üç sene” derler. İbn Abbâs'tan rivayete göre, otuz küsur senedir. Dahhâk yirmi, Hasan kırk, İkrime otuz beş, Süddî otuz, Saîd b. Cübeyr de on sekiz sene derler. İmâm Mâlik, Rabîa, Zeyd b. Eslem ve Şa'bî, erginliği baliğ olmakla açıklamışlardır. Bundan başkaları da söylenmiştir.[11]


MISIRLI KİMDİR
Kur’an’da Yusuf’u satın alan Mısırlı kişinin kim olduğuna dair bir bilgi verilmemiş, ancak bu şahsın karısı için 30. ayette “Aziz’in karısı” ifadesi kullanılmıştır. “Aziz” sıfatı insanlara nispet edildiğinde, o kişinin “çok güçlü, yenilmez kişi” olduğu anlamına gelmekte, dolayısıyla bu ifadeden de Yusuf’u satın alan kişinin Mısır’da gayet etkin birisi olduğu anlaşılmaktadır.


Bu konudaki anlatılar şöyledir:
Mısır'da onu satın alan kişi Mısır'ın azîzi, veziri idi. İbn Abbâs'tan rivayetle Avfî, onun isminin Kıtfîr olduğunu söyler. Muhammed b. İshâk ise isminin Itfîr b. Rûhayb olup Mısır azîzi ve Mısır hazîneleri üzerine görevli olduğunu söyler. Buna göre, o zamanda Mısır kralı, Reyyân b. Velîd isminde Amâlika'dan birisiydi. Muhammed b. İshâk'a göre karısının ismi Râîl bint Râîl imiş. Başkaları ise karısının isminin Zelîhâ [veya Züleyhâ] olduğunu söylerler. Yine Muhammed b. Sâib'den, onun Ebu Sâlih'den, onun da İbn Abbâs'tan rivayetine göre, Hz. Yûsuf'u Mısır'da satın alan, Mâlik b. Bûyeb b. Anka b. Medyan b. İbrahim imiş.[12]


Kitab-ı Mukadddes'e göre bu şahsın adı Potifar idi. Fakat Kur'an onu yalnızca "el-Aziz" ünvanıyla zikreder. Kur'an'ın aynı ünvanı, mevkii yükseldiği zaman Hz. Yusuf (a.s) için de kullandığına bakılırsa, bu ünvanın Mısır'da oldukça yüksek bir resmi makama delalet ettiği ortaya çıkar. Zira "Aziz" kelimesi, karşı çıkılamayan, itaatsizliğin mümkün olmadığı muktedir şahıslar için kullanılmaktadır. Kitab-ı Mukaddes ve Talmud'un zikrettiğine bakılırsa, "Aziz"in Firavun'un özel muhafızı ve muhafız subayı olması gerekir. İbn Cerir'in zikrettiği Hz. İbn Abbas hadisine göre, Aziz, kraliyet hazine memuruydu.


Talmud'a göre zevcesinin ismi "Zelıcha" [Zeliha] idi ve bu kadın müslüman geleneğinde de aynı isimle tanınır.[13]
1 İsmailîler Yusuf'u Mısır'a götürmüştü. Firavun'un görevlisi, muhafız birliği komutanı Mısırlı Potifar onu İsmailîler'den satın almıştı.
2 RABB Yusuf'la birlikteydi ve onu başarılı kılıyordu. Yusuf Mısırlı efendisinin evinde kalıyordu.
3 Efendisi RABB'in Yusuf'la birlikte olduğunu ve yaptığı her işte onu başarılı kıldığını gördü.
4 Ondan hoşnut kalarak onu özel hizmetine aldı. Evinin ve sahip olduğu her şeyin sorumluluğunu ona verdi.
5 Yusuf'u evinin ve sahip olduğu her şeyin sorumlusu atadığı andan itibaren RABB Yusuf sayesinde Potifar'ın evini kutsadı. Evini, tarlasını, kendisine ait her şeyi bereketli kıldı.
6 Potifar sahip olduğu her şeyin sorumluluğunu Yusuf'a verdi; yediği yemek dışında, hiçbir şeyle ilgilenmedi. Yusuf güzel yapılı, yakışıklıydı.[14]


22. ayetin son kısmındaki “Ve işte Biz, güzelleştirenleri böyle karşılıklandırırız” ifadesiyle Rabbimiz, iktidarı vereceği kimselerin ona layık bilgi ve güzel davranışlara sahip olmaları gerektiğini ve muhsin [sürekli iyilik-güzellik üreten] insanlara hem dünyada hem de ahirette nimetler verdiğini bildirmektedir.*


*İşte Kuran, Yusuf Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim