• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

106Hucurat Suresi 9-10







Hatalı Çevrilen Ayetler


Hucurat Suresi 9-10




Hatalı Çeviri:
9. Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever.
10. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.



Doğru Çeviri:
9.Ve eğer mü’minlerden iki grup birbirleriyle savaştırılırlarsa, hemen onların arasını düzeltin. Şâyet biri ötekinin üzerine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Sonra da eğer dönerse aralarında adaletle barış yapın ve hakkaniyetle davranın. Şüphesiz ki Allah, hakkaniyetle davrananları sever.
10.Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse rahmete ermeniz için kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’ın koruması altına girin.




Bu âyetlerde, mü’minlere evrensel ilkeler öğretilmekte; oyuna gelerek aralarında savaşmaları hâlinde izlemeleri gereken yol gösterilmektedir: Eğer mü’minlerden iki grup birbirleriyle savaştırılırlarsa, diğer mü’minler seyirci kalmayıp hemen harekete geçmeli, onların arasını düzeltmelidirler. Mü’minin mü’mini kasten öldüremeyeceği, mü’minlerin kardeş oldukları öğretilmeli ve sulh sağlanmalıdır. Bu girişime rağmen grubun biri ötekine saldırmaya devam ederse, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldırgan tarafla savaşılmalıdır. Eğer vazgeçerlerse aralarında adaletle barış yapılmalı ve hakkaniyetle davranılmalıdır. Şüphesiz ki Allah, hakkaniyetle davrananları sever.


Görüldüğü üzere âyette, Ve eğer mü’minlerden iki grup birbirleriyle savaştırılırlarsabuyurulmuş, “savaşırlarsa” buyurulmamıştır. Sözcüğün aslı iqtetelu olup, mutavaat anlamını içerir. Bu da birilerinin oyununa gelerek, provokasyon sonucu savaşı ifade eder.



Normal şartlarda mü’min, mü’mine savaş açamaz, mü’min, mü’mini öldürmek için elini uzatamaz, mü’min, mü’mini kasten öldüremez:

92.Ve hata dışında bir mü’minin, diğer bir mü’mini öldürmesi söz konusu değildir. Ve kim bir mü’mini, kasıtsız/kaza ile öldürürse, mü’min bir köleyi özgürlüğe kavuşturmalı ve ölenin ailesine/varislerine teslim edilecek bir diyet vermelidir. –Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır.– Eğer öldürülen, mü’min olmakla beraber size düşman bir toplumdan ise, o zaman öldürenin, mü’min bir köleyi özgür bırakması gerekir. Eğer öldürülen sizinle aralarında antlaşma olan bir toplumdan ise öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mü’min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafından tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutması gerekir. Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır.
93.Ve kim bir mü’mini kasten [bile bile, isteyerek] öldürürse, işte onun cezası, içinde sürekli kalmak üzere cehennemdir. Ve Allah, ona gazap etmiş, onu dışlamış, rahmetinden mahrum bırakmış ve onun için çok büyük bir azap hazırlamıştır.(Nisâ/92-93)

 
27-29.Onlara iki Âdemoğlunun haberini de hakkıyla oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. O: “Seni kesinlikle öldüreceğim” dedi. Diğeri: “Allah, yalnız Kendisinin koruması altına girmiş kişilerden kabul eder. Sen, beni öldürmek için elini bana uzatsan da, ben, elimi, seni öldürmek için uzatacak değilim [ben, elimi seni etkisiz kılmak için uzatırım]. Şüphesiz ben, âlemlerin Rabb’i Allah’tan korkarım. Şüphesiz ben, isterim ki sen, beni öldürmen nedeniyle oluşacak günahı ve kendi günahını yüklenip de Ateş’in ashâbından olasın! Şirk koşarak, küfrederek yanlış; kendi zararlarına iş yapanların da cezası budur!” dedi.
30.Bunun üzerine kurbanı kabul edilmeyenin egosu kendisine, kardeşini öldürmeyi kolay gösterdi, sonra da onu öldürdü. Kendisi de zarara uğrayanlardan oluverdi.
31.Sonra Allah, hemen ona kardeşinin cesedini nasıl gömmekte olduğunu göstermek için toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. O, “Yazıklar olsun bana, ben, şu karga gibi olmaklığımla âciz mi oldum da kardeşimin cesedini gömüyorum.” dedi. Sonra da pişman olanlardan oldu.
32.İşte bunun için Biz, İsrâîloğulları’na: “Şüphesiz her kim bir zat veya yeryüzünde bozgunculuk karşılığı olmadan bir zatı öldürürse artık bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir zatın yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur” şeklinde farz kıldık. Ve kesinlikle onlara elçilerimiz açık deliller ile geldiler. Sonra da şüphesiz onların birçoğu, kesinlikle yeryüzünde aşırı davranan kimselerdir.(Mâide/27-32)*



*İşte Kuran, Hucurat Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim