• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

53Yusuf Suresi 94-98



Hatalı Çevrilen Ayetler


Yusuf Suresi 94-98



Hatalı Çeviri:
94. Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): Eğer bana bunamış demezseniz inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! dedi.
95. (Onlar da:) Vallahi sen hâla eski şaşkınlığındasın, dediler.
96. Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz (Ya'kub) görür oldu. Ben size: «Allah tarafından (vahiy ile) sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim» demedim mi! dedi.
97. (Oğulları) dediler ki: Ey babamız! (Allah'tan) bizim günahlarımızın affını dile! Çünkü biz gerçekten günahkârlar idik.
98. (Ya'kub:) Sizin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O çok bağışlayan, pek esirgeyendir, dedi.




Doğru Çeviri:
94.Ve ne zaman ki, kafile ayrıldı, babaları dedi ki: “Eğer bana bunak demezseniz, şüphesiz ben Yûsuf'un kokusunu buluyorum.”
95.Dediler ki: “Vallahi şüphesiz sen hâlâ o eski şaşkınlığındasın.”
96.Fakat ne zaman ki, gerçekten müjdeci geldi, gömleği Ya‘kûb'un yüzüne koydu, hemen ayıplanan/ dalga geçilen hastalıktan kurtulmuş hâle geldi. “Ben size demedim mi, ben Allah'tan sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi.
97.Dediler ki: “Ey babamız! Bizim için günahlarımıza bağışlama dile. Şüphesiz biz hatalılar idik.”
98.Ya‘kûb dedi ki: “Sizin için Rabbimden ilerde bağışlanma dileyeceğim. Şüphesiz O çok bağışlayıcının, çok merhamet edicinin ta kendisidir.”


94. ayette, oğulları Mısır’dan hareket ettiği anda Yakub peygamberin yüzlerce kilometrelik bir mesafeden oğlu Yusuf’un kokusunu aldığı, yani onun sağ olduğunu anladığı bildirilmektedir. Normal olarak tam o anda ve o mesafeden böyle bir koku algılaması mümkün görünmediği halde, Yakup peygamber, oğlu ile ilgili doğru bilgiyi kesin olarak o mesafeden ve o anda algılamıştır. Bize göre, bu durumu bazılarının yaptığı gibi “mucize” olarak izah etmek yanlıştır. Dolayısıyla, Yakub peygamberin bu algılamalarını “mucize” olarak değerlendirmeden önce, durumun başka izah yollarının mümkün olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Bize göre, “mucize şartları”nın mevcut olmaması, baba-oğul arasında paranormal bir irtibat [telepati] olduğu izlenimini vermektedir. Modern bilim “telepati”yi her ne kadar doğrulanmış bir olgu olarak kabul etmese de, insan beyninin imkânlarının tümüyle keşfedilmiş olmadığı kesin bir gerçektir. Biz de Kur’an’daki bu olaydan hareket ederek böyle bir manevi irtibatın modern bilim tarafından da psişik bir olgu olarak kabul edilebileceği ihtimalini mümkün görüyoruz. Anlaşılan o ki, Yakub peygamber işin başından beri telepatik olarak oğlu Yusuf’tan haberdardır ve “vizyon” ile “telepati”, İbrahim ve İshak soyuna Allah’ın verdiği nimetlerdendir.


Daha önce de dediğimiz gibi, İslam dünyasında bu konularla ilgili olarak yeterli çalışma yapılmamıştır. Batı kaynaklı çalışmalarda dile getirilen açıklamalara ihtiyatla yaklaşmakla beraber, konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olması için “telepati” hakkında bilim ve teknik kitaplarından yararlanmak mümkündür.


96. ayetteki “Fakat ne zaman ki, gerçekten müjdeci geldi, onu [gömleği] onun [Yakub’un] yüzüne koydu, hemen basiyr [ayıplanan, dalga geçilen hastalıktan kurtulmuş] hâle geldi” ifadesi, genellikle, “ağlamaktan gözlerine ak düşen ve körleşen Yakub peygamberin, oğlunun gönderdiği gömleği yüzüne sürünce eskisi gibi görmeye başladığı” şeklinde bir mucize olarak kabul edilmştir. Çünkü gerçek hayatta, ağlamakla gözlerin ağarıp kör olması, sonra da körleşmiş, yapısı bozulmuş gözün eski hâline gelip görür olması varit değildir. Ancak burada mucizeyi gerektirecek bir durum yoktur ve olayın mucize olarak kabullenilip geçiştirilmesi mantıklı değildir. Dolayısıyla bu olay, bizim “basiyr” sözcüğüne vermeyi tercih ettiğimiz anlam çerçevesinde gerçekleşmiş olmalıdır.


Kıssanın bu bölümünün Kitab-ı Mukaddes’teki anlatımı, “basiyr” sözcüğünün bizim tahlilini yaptığımız niteliği ile uyum göstermektedir:


Yusuf, Kardeşlerine Kim Olduğunu Açıklıyor:
1 Yusuf adamlarının önünde kendini tutamayıp, "Herkesi çıkarın buradan!" diye bağırdı. Öyle ki, kendini kardeşlerine tanıttığında yanında kimse yoktu.
2 O kadar yüksek sesle ağladı ki, Mısırlılar ağlayışını işitti. Bu haber Firavun'un ev halkına da ulaştı.
3 Yusuf kardeşlerine, "Ben Yusuf'um!" dedi, "Babam yaşıyor mu?" Kardeşleri donup kaldı, yanıt veremediler.
4 Yusuf, "Lütfen bana yaklaşın" dedi. Onlar yaklaşınca Yusuf şöyle devam etti: "Mısır'a sattığınız kardeşiniz Yusuf benim.
5 Beni buraya sattığınız için üzülmeyin. Kendinizi suçlamayın. Tanrı insanlığı korumak için beni önden gönderdi.
6 Çünkü iki yıldır ülkede kıtlık var, beş yıl daha sürecek. Kimse çift süremeyecek, ekin biçemeyecek.
7 Tanrı yeryüzünde soyunuzu korumak ve harika biçimde canınızı kurtarmak için beni önünüzden gönderdi.
8 Beni buraya gönderen siz değilsiniz, Tanrı'dır. Beni Firavun'un baş danışmanı, sarayının efendisi, bütün Mısır ülkesinin yöneticisi yaptı.
9 Hemen babamın yanına gidin ve ona oğlun Yusuf şöyle diyor deyin: 'Tanrı beni Mısır ülkesine yönetici yaptı. Durma, yanıma gel.
10 Goşen bölgesine yerleşirsin; çocukların, torunların, davarların, sığırların ve sahip olduğun her şeyle birlikte yakınımda olursun.
11 Orada sana bakarım, çünkü kıtlık beş yıl daha sürecek. Yoksa sen de, ailen ve sana bağlı olan herkes de perişan olursunuz.'
12 "Hepiniz gözlerinizle görüyorsunuz, kardeşim Benyamin, sen de görüyorsun, konuşanın gerçekten ben olduğumu.
13 Mısır'da ne denli güçlü olduğumu ve bütün gördüklerinizi babama anlatın. Babamı hemen buraya getirin."
14 Sonra kardeşi Benyamin'in boynuna sarılıp ağladı. Benyamin de ağlayarak ona sarıldı.
15 Yusuf ağlayarak bütün kardeşlerini öptü. Sonra kardeşleri onunla konuşmaya başladı.
16 Yusuf'un kardeşlerinin geldiği haberi Firavun'un sarayına ulaşınca, Firavun'la görevlileri hoşnut oldu.
17 Firavun Yusuf'a şöyle dedi: "Kardeşlerine de ki: 'Hayvanlarınızı yükleyip Kenan ülkesine gidin.
18 Babanızı ve ailelerinizi buraya getirin. Size Mısır'ın en iyi topraklarını vereceğim. Ülkenin kaymağını yiyeceksiniz.'
19 Onlara ayrıca şöyle demeni de buyuruyorum: 'Çocuklarınızla karılarınız için Mısır'dan arabalar alın, babanızla birlikte buraya gelin.
20 Gözünüz arkada kalmasın, çünkü Mısır'da en iyi ne varsa sizin olacak.'"
21 İsrail'in oğulları söyleneni yaptı. Firavun'un buyruğu üzerine Yusuf onlara araba ve yol için azık verdi.
22 Hepsine birer kat yedek giysi, bir tek Benyamin'e ise üç yüz parça gümüşle beş kat yedek giysi verdi.
23 Böylece babasına Mısır'da en iyi ne varsa hepsiyle yüklü on eşek, yolculuk için buğday, ekmek ve azık yüklü on dişi eşek gönderdi.
24 Kardeşlerini yolcu ederken onlara, "Yolda kavga etmeyin" dedi.
25 Yusuf'un kardeşleri Mısır'dan ayrılıp Kenan ülkesine, babaları Yakup'un yanına döndüler.
26 Ona, "Yusuf yaşıyor!" dediler, "Üstelik Mısır'ın yöneticisi olmuş." Babaları donup kaldı, onlara inanmadı.
27 Yusuf'un kendilerine bütün söylediklerini anlattılar. Kendisini Mısır'a götürmek için Yusuf'un gönderdiği arabaları görünce, Yakup'un keyfi yerine geldi.
28 "Tamam!" dedi, "Oğlum Yusuf yaşıyor. Ölmeden önce gidip onu göreceğim."[35]



Yakub peygamberin, 86. ayette geçen “Ben size demedim mi, ben Allah’tan sizin bilmediklerinizi bilirim” ifadesini 96. ayette de tekrarladığı görülmektedir. Onun bu ifadesinden, yaşanan olayların arkasında dışa vurulmamış sırların olduğu anlaşılmaktadır.


97. ve 98. ayetlerin verdiği bir başka mesaj da, hakkında hüküm varit olmamış kimselerin günahı için Allah'tan af ve mağfiret dile­nebileceği hususudur. Hakkında hüküm varit olanlar için istiğfarda bulunulamayacağı ise ayetle belirlenmiştir:
Cehennem ashabı oldukları kendilerine iyice belli olduktan sonra, peygambere ve iman etmiş kişilere, -akraba bile olsalar- müşrikler için istiğfar etmek yoktur.


İbrahim'in babası için istiğfar etmesi de yalnızca ona vermiş olduğu bir sözden dolayı idi. Sonra onun Allah için bir düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca ondan [istiğfardan] vazgeçti. Şüphesiz İbrahim çok içli, çok halim birisi idi.(Tövbe/113, 114)*


*İşte Kuran, Yusuf Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim