• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

87Bakara Suresi 61






Hatalı Çevrilen Ayetler



Bakara Suresi 61 




Hatalı Çeviri:
61. Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz. Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hadiseden sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler (onların başına), Allah'ın âyetlerini inkâra devam etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmeleri sebebiyle geldi. Bunların hepsi, sadece isyanları ve taşkınlıkları sebebiyledir.




Doğru Çeviri:
61.Ve hani bir zamanlar siz, “Ey Mûsâ! Biz, tek yemeğe asla dayanamayız, artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın” demiştiniz. Mûsâ da size, “O, üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya/ Mısır’a inin, o vakit istediğiniz şeyler sizin olacaktır” demişti. Ve üzerlerine aşağılık ve meskenet damgalandı ve sonunda Allah’tan bir gazaba uğradılar. İşte bu, küfretmiş; Allah’ın âyetlerini bilerek reddetmiş olmaları ve peygamberleri haksız yere öldürmüş olmaları nedeniyledir. İşte bu, isyan etmeleri ve aşırı gitmeleri nedeniyledir.




Bu âyette de İsrâîloğulları’nın hayatından Mûsâ dönemine ait utanç verici başka bir kesit aktarılmıştır. Bu ayette israiloğullarının hem alayı; Musa ile dalga geçmesi hem de şirk koşmaları dikkat çekmektedir. Yunus/83-86. ayetlerden öğrendiğimize göre israiloğullarından çok az kimse Musa’ya inanmıştı; hepsi mü’min değildi. O nedenle “Rabbine bizim için dua et!” demişlerdir.  Ki Allah’ı kendilerinin Rabbleri olarak kabul etmiyorlardı.


İsrâîloğulları, Mûsâ’ya, Ey Mûsâ! Biz tek yemeğe asla sabredemeyiz, artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın demişler. Mûsâ da kendilerine, O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya/Mısır‘a inin, o vakit istediğiniz şeyler sizin olacaktır diye cevap vermiştir.


Mûsâ’nın bu cevabı, kavmine bir azar mahiyetinde olup onlara, “Mısır’a gidip köleliğe, onursuz hayata geri dönün. O hayat düzeni içinde mercimek, sarımsak, soğan, kabak ve benzeri şeyleri bol bol yersiniz. Siz onurlu ve özgür olmayı istemiyorsunuz” demek istemiştir. Ayrıca israiloğullarını şirkine dikkat çekilip uyarı yapılıyor. Allah’tan isteyeceklerini kendilerinin istemesi gerektiği, araya aracı koyarak yanlış iş yaptıkları açıklanıyor.


Daha sonra İsrâîloğulları, kendilerine gönderilen peygamberleri hakksız yere öldürmeleri, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, isyan etmeleri ve aşırı gitmeleri sebebiyle zillet ve meskenete maruz kaldılar, Allah’ın gazabına uğradılar.


Bu konuya Kur’ân’da başka sûrelerde de değinilmiştir:
21.Şüphesiz Allah’ın âyetlerini örtbas eden, haksız yere peygamberleri öldüren ve insanlardan hakkaniyeti emreden kimseleri öldüren kişiler; sen hemen bunları acıklı bir azapla müjdele!(Âl-i İmrân/21)

                                                                             
112.Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. Ve –Allah’ın sözleşmesine ve insanların sözleşmesine bağlı kalanlar hariç– onlar Allah’ın hışmına uğradılar ve üzerlerine de miskinlik vurulmuştur. Bu, onların Allah’ın âyetlerini örtbas etmiş olmaları ve haksız yere peygamberleri öldürmeleri sebebiyledir. Bu, isyan etmiş ve sınırı da aşmış olmaları nedeniyledir.
113,114.Hepsi bir değildirler. Kitap Ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir önderli topluluk vardır ki onlar, gecenin saatlerinde boyun eğip teslimiyet göstererek Allah’ın âyetlerini okurlar. Allah’a ve âhiret gününe inanırlar, herkesçe iyi kabul edilen şeyleri emrederler, herkesçe kötülüğü kabul edilen şeylerden vazgeçirmeye çalışırlar, hayırlarda da birbirleriyle yarışırlar. Ve işte onlar, iyi insanlardandırlar.(Âl-i İmrân/112-114)

                                                                 
Derken, halkın arasındaki yabancılar başka yiyeceklere özlem duymaya başladılar. İsrâîlliler de yine ağlayarak, “Keşke yiyecek biraz et olsaydı!” dediler, “Mısır’da parasız yediğimiz balıkları, salatalıkları, karpuzları, pırasaları, soğanları, sarmısakları anımsıyoruz. Şimdiyse yemek yeme isteğimizi yitirdik. Bu man’dan başka hiçbir şey gördüğümüz yok.” Man, kişniş tohumuna benzerdi, görünüşü de reçine gibiydi. Halk çıkıp onu toplar, değirmende öğütür ya da havanda döverdi. Çömlekte haşlayıp pide yaparlardı. Tadı zeytinyağında pişirilmiş yiyeceklere benzerdi. Gece ordugaha çiy düşerken, man da birlikte düşerdi.[1]


Kitab-ı Mukaddes’e göre İsrâîloğulları’nın târihi, öldürme ve eziyet olayları ile doludur: II. Târihler, 16:1-14; I. Krallar, 19:1-10; I. Krallar, 22:26-27; II. Târihler, 24:20-21; Yeremya, 15:10; Yeremya, 18:20-23; Yeremya, 20:1-18; Yeremya, 20:36-40; Matta, 23:37; Markos, 6:17-29; Matta, 27:22-26.


İsrâîloğulları’nın maruz kaldığı zillet ve meskenet Mâide sûresi’nde açıklanmıştır:
26.Allah dedi ki: “Artık temizlenmiş topraklar onlara kırk sene haram kılınmıştır. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. O nedenle sen, hak yoldan çıkmış o toplum için tasalanma!”(Mâide/26)*


                                                                                      
*İşte Kuran, Bakara Suresi





Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim