• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

Fatiha Suresindeki Edebi Sanatlar





FATİHA SURESİNDEKİ EDEBÎ SANATLAR


Surede birçok edebî sanat mevcuttur. Ebu Hayan, el-Bahrü’l-Muhit adlı eserinde Fatiha’da on edebî sanatın mükemmelen uygulandığını ifade etmektedir. Bu sanatlar; “Beraat-i İstihlâl [Güzel Başlangıç]”, “İstiğrak Lâmı”, “Hitap Şeklini Zenginleştirme”, “Lâm-ı Tahsis”, “Hazf”, “Kasr”, “Leff-ü Neşr”, “İltifat”, “Seci” ve “Var Olan Bir Şeyi Yokmuş Gibi Kabul Ederek Devamını İstemek” sanatlarıdır.



Bu sanatlardan üç tanesi surenin anlaşılması bakımından çok önemli ve dikkat çekicidir:

1. Hitap Şeklini Zenginleştirme: Bu sanatta haber cümlesi, cümledeki sözcük anlamından çıkıp dilek kipli cümle halini alır. Surede “Elhamdü lillâhi Rabbi’l-Alemin” cümlesi ile inkârcı muhataplara sanki inkâr etmiyorlarmış gibi hitap edilerek inkâr etmeyenlerden olmaları temenni edilmiştir.


2. İltifat: Bu söz sanatı, gaipten muhataba [üçüncü şahıstan ikinci şahısa], muhataptan gaibe [ikinci şahıstan üçüncü şahısa], gaipten mütekellime [üçüncü şahıstan birinci şahısa] ve mütekellimden muhataba [birinci şahıstan ikinci şahısa] geçiş suretiyle yapılır. Surede haber cümlesi “Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm, Din Günü’nün sahibi Allah’adır” diye gaibe [üçüncü şahısa] yönelik başlamışken buradan sonra söz akışı “Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım isteriz” diye muhataba [ikinci şahısa] yönelmektedir. Bu tarz bir anlatım Türkçe’de anlam bozukluğu kabul edilmesine karşılık Arapça’da edebî bir ifade şeklidir.


3. Kasr: Özgeleştirmek demektir. Suredeki “İyyake na’budü ve iyyake nestaîn” cümlesinde, tümleç ve fiil arasında takdim tehir [öne almak, arkaya atmak] suretiyle özgeleştirme sanatı yapılmıştır. Bu sanatın uygulanış nedeni, anlatılanın daha kolay kabul edilmesini sağlamak, dinleyenin tepkisini azaltmak, dinleme gücünü tazelemek, sözün daha zevkle dinlenmesini sağlamaktır.


Bu edebî sanatlar gözden kaçırıldığında surenin gereği gibi anlaşılması zorlaşır. Sureyi daha iyi anlama ihtiyacıyla Ebu Hüreyre’den şöyle bir rivayet nakledilmektedir:

“Yüce Allah buyurdu ki: Namaz [Fatiha] suresini benimle kul arasında ikiye ayırdım. Yarısı benim için, yarısı kul içindir. Kulumun dilediği kendisine verilecektir. Kul ‘Elhamdü lillâhi Rabbi’l-âlemin’ dediği zaman Allah ‘Kulum bana hamd etti’ der. Kul ‘Er- Rahmanirrahîm’ dediği zaman Allah ‘Kulum benim şerefimi andı’ der. Kul ‘Maliki yevmi’d-din’ dediği zaman Allah ‘Kulum işimi bana havale etti’ der. Kul ‘İyyake na’budü ve iyyake nestaîn’ dediği zaman Allah ‘Bu, benimle kulum arasında bir sırdır, kulumun istediği kendisine verilecektir’ der. Kul ‘İhdina’s-sırata’l-müstakim’ dediği zaman Allah ‘Kulumun dilediği verilecektir’ der.” (Ebu Davud, Salât 132; Tirmizi, Tefsir: Nesai. İftitah 23; İbn-i Mace, Edep 52)


Bu rivayetle surenin daha iyi anlaşılacağı kanaatine varılsa bile, bizzat rivayetin kendisi problemlidir. Her şeyden önce, doğrudan Allah’a isnat edilen böyle bir açıklamanın nerede olduğunun ciddiyetle araştırılması ve incelenmesi gerekir. Ayrıca Ebu Hüreyre’nin Fatiha suresinin inişinden yirmi bir yıl sonra ortaya çıkmış bir sahabe olduğu da en az bunun kadar önemli bir ayrıntıdır.


Geleneksel yaklaşım, sureyi bu rivayet doğrultusunda anlamak ve Türkçe kurallara göre anlam bozukluğu sayılan söz akışını göz ardı etmek yönündedir. Oysa içindeki sanatsal anlatımlar dikkate alınarak okunduğunda surede şu anlamlar ortaya çıkmaktadır:


“Ey insanlar! Rahman Rahîm Allah adına uyarı yapıyorum.
Tüm hamdler/övgüler, âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm, Din Günü’nün sahibi olan Allah’a mahsustur. Sakın O’ndan başkasına hamd etmeyiniz! O’ndan başkasını övmeyiniz!
İbadet yalnızca O’na yapılır ve yardım sadece O’ndan istenir. Sakın O’ndan başkasına ibadet etmeyiniz, kul-köle olmayınız!
O bizi üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınlığa saplanmışların yolunun dışındaki, kendilerine nimet sunduklarının yolu olan dosdoğru giden yola iletsin! Çünkü hidayet eden sadece O’dur.”

Mesaj bu şekliyle verilseydi, fazlaca tepki doğurabilirdi. Edebî sanatlar marifetiyle mesaj yumuşak bir tarzda iletildi.


Böylece peygamberimiz Fatiha suresi diye adlandırılan yedi ayet ile yapılan ilk uyarıyı insanlığa tebliğ ederek toplum karşısında ilk görevini yerine getirmiş oldu. Fatiha suresiyle verilen mesajın toplumda yol açtığı sonuçlar altıncı sure olan Tebbet suresinde tahlil edilecektir.


Bu uyarı metninde dikkat edilmesi gereken bir husus da Kur’an’ın icazıdır [kısa ve öz anlatımıdır]. Bu kısa uyarı metni, imanıyla, ameliyle ve kıssasıyla tüm Kur’an’ı temsil eder mahiyettedir.



İşte Kur'an







Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim