• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

57Lokman Suresi 8-9

Hatalı Çevrilen Ayetler



Lokman Suresi 8-9





Hatalı Çeviri:
8, 9. Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, içinde devamlı kalacakları ve nimetleri bol cennetler vardır. Bu, Allah'ın verdiği gerçek sözdür. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.





Doğru Çeviri:
8,9.Şüphesiz şu iman etmiş ve düzeltmeye yönelik işler yapmış olan kişiler, içinde sonsuz olarak kalıcı oldukları hâlde, kendileri için nimet cennetleri olanlardır. Bu, Allah'ın gerçek bir vaadidir. Ve O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.


6 ve 7. ayetlerde kâfirlerin kınanmalarına karşılık, bu ayetlerde de inanıp salihatı işleyen müminler övülmekte ve onlar için hazırlanan güzel karşılık müjde edilmektedir.


Ayetlerden anlaşılan bir başka husus da, Kur’an’ın tanımladığı çerçevede iman etmenin ve salihatı işlemenin birbirine bağlı iki paralel olgu olduğudur. “Salihatı işlemek” ifadesiyle neyin kast edildiğini, önemine binaen bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz:


SÂLİHÂTI İŞLEMEK: “عملواالصّلحات – [amilu’s-sâlihât] sâlihâtı işleyenler” olarak çevirdiğimiz ifade kalıbı Kur’ân'da toplam 62 âyette yer almıştır. Bu kalıbın pek çok meal ve tefsirde olduğu gibi “salih amel işleyenler” şeklinde çevrilmesi isabetli değildir.


اصلاح - Islâh” sözcüğünden türemiş olan “sâlihât” düzeltmek demektir. “Sâlihâtı işlemek” ise bozuk olan şeyi düzeltmek, düzelticilik yapmak, düzeltmeye yönelik işler yapmak anlamlarına gelir.


Kur’ân'daki bu hususlar dikkate alınarak “sâlihât” konusunda şunları söylemek mümkündür: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek sâlihâtı işlemek değildir. Ama öğüt verme yolu ile namaz kılmayanı namaz kılar hale getirmek, zekât vermeyeni zekât verir hale getirmek, oruç tutmayanı da oruç tutar hale getirmek, sâlihâtı işlemektir. Bu kavramı toplumsal boyuta taşıdığımızda, bulunduğumuz zaman ve zeminde adlî, idarî, siyasî, iktisadî ve benzeri alanlarda her türlü bozukluğun düzeltilmesi için gösterilecek her türlü çaba, yapılacak uygulama “sâlihâtı işlemek” anlamına gelmektedir.
Bu konunun detayı için Asr Suresi’nin tahlilinin yeniden okunmasını öneriyoruz.


Konumuz olan ayette dikkati çeken bir diğer husus da “cennet nimetleri” yerine “nimet cennetleri” ifadesinin kullanılmış olmasıdır. Bu ifade ile cennetlerin müminlerin kendi malları olduğu, nimetleri kendi mülklerinden elde ettikleri, başkasının mülkündeki nimetlerden istifade etmiş olmadıkları, olmayacakları açıklanmaktadır.


Ayetteki “Bu, Allah'ın gerçek bir vaadidir” ifadesi vaat edilenlerin mutlaka gerçekleşeceğini; daha sonra gelen “Ve O, Aziz’dir, Hakîm’dir” ifadesi de bu va’di gerçekleştirirken hiç kimsenin Allah’a engel olmayacağını bildirmektedir.


30-32.Şüphesiz, “Rabbimiz Allah'tır” deyip sonra dosdoğru olanlar; onların üzerine, haberci âyetler sürekli iner; “Korkmayın, üzülmeyin. Size vaat edilen cennetle sevinin. Biz, dünya hayatında ve âhirette sizin yol gösterenleriniz, yardımcılarınız, koruyanlarınızız. Cennette, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olan, engin merhamet sahibinden bir ikram olarak sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada istediğiniz şeyler de sizin içindir.”(Fussılet/30- 32)*



*İşte Kuran, Saffat Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim