• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

85Ankebut Suresi 45









Hatalı Çevrilen Ayetler




Ankebut Suresi 45





Hatalı Çeviri:
45. (Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.





Doğru Çeviri:
45.Sen, sana kitaptan vahyedileni oku/ izle ve salâtı ikame et [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumu oluştur-ayakta tut]. Kesinlikle salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumu], aşırılıktan, kötülükten alıkoyar. Ve Allah’ın anılması, elbette daha büyüktür. Ve Allah, yapıp ürettiğiniz şeyleri bilir.





Hatırlanacağı üzere, İbrahim/31’de “İman eden kullarıma söyle: “Salâtı ikame etsinler, alış-veriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden açık ve gizli olarak infakta bulunsunlar” denilmişti. Bu ayette ise özellikle Resulullah’a yönelinmiş, ondan kendisine vahyedilene; Kitab’a uyması, ondan başka bir yol izlememesi ve salâtı ikame etmesi [sosyal yardım ve destek birimleri oluşturması] istenmiştir


Ayetteki “ ولذكر اللّه اكبر velezikrüllahi ekber” ifadesini “Allah’ın anması elbette daha büyüktür” veya “Allah’ın anılması elbette daha büyüktür” şeklinde manalandırmak mümkündür. Ancak biz, ikinci şıkkı tercih ediyor ve “Allah’ın anılması elbette daha büyüktür” ifadesi ile toplantı günü [Cuma günü] icra edilen “Allah’ın anılması”nın kastedildiğini düşünüyoruz.


9.Ey iman etmiş kişiler! Toplantı günü salât için [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma için] seslenildiği zaman, Allah’ın anılmasına hemen koşun, alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, işte bu, sizin için daha hayırlıdır.(Cuma/9)

 
Yine 45. ayette salâtın insanları tüm aşırılıklardan ve çirkinliklerden alıkoyacağı açıklanmıştır.


Bilindiği gibi, “Salât” kavramı “namaz” olarak ele alınmış ve bu ayet “namazın namaz kılanı fahşa ve münkerden alıkoyduğu” şeklinde açıklanmıştır.


Biz “Salât”ın, “toplumsal sorunları maddi ve manevi açıdan üstlenmek” olduğunu, “salâtın ikamesi”nin de “sosyal sorunların sırtlanmasında eğitim-öğretim kurumlarının oluşturulması, iş alanlarının, sosyal güvence kurumlarının oluşturulması ve ayakta tutulması” olduğunu birçok kez dile getirdik.Bu konuya dair kapsamlı bir çalışmamız, bu surenin sonunda “Salât ve Namaz” adıyla yer almaktadır. “Salât” ve “Salâtın ikamesi” ile ilgili detayın oradan okunmasını öneriyoruz.


Ayetteki “Salâtı [eğitimi, öğretimi, sosyal destek kurumlarını] ikame et [oluştur, ayakta tut]. Muhakkak ki salât [eğitim, öğretim, sosyal destek kurumları],  fahşadan ve kötülükten alıkoyar” ifadesi ile insanlığa yol gösterilmektedir. Toplumlarda ne kadar aşırılık ve münker [dinin, aklın çirkin gördüğü davranış] varsa, hepsi de ya eğitimsizlikten ya da yoksulluktan kaynaklanmaktadır. Salâtı ikame eden toplumlarda fahşa ve münker olmaz. Yoksulluk ortadan kalkar, herkes Allah’ı tanıyan ve saygı duyan birer aydın olur.



FAHŞA [HAYÂSIZLIK]
 “فحشاء  Fahşa” sözcüğü “çirkin iş, yüz kızartıcı söz veya davranış, olması gereken sınırı aşmak, söz ve cevapta taşkınlık etmek” anlamlarına gelmektedir. Sözcüğün çoğulu “فواحش fevahiş”tir. Dilci Ragıb el-İsfehanî de “Fuhş”, “fahşa” ve “fahişe” sözcüklerini kendi lügatinde “son derece çirkin söz ve fiiller” olarak tanımlamıştır.[14]


Âl-i Imran/135’de “fena iş” olarak nitelenen “fahişe” sözcüğü, Kur`an`da on üç yerde, çoğulu “fevahiş” sözcüğü ise dört yerde geçmektedir. Sözcük genel olarakKur`an`da  birden çok aşırılık için kullanılmıştır. Gerek bu aşırılıkların ne olduğu, gerekse bu kavramla ilgili diğer açıklamalarımız daha önce Necm suresinin tahlilinde verildiğinden, detayın oradan okunmasını öneriyoruz. 



MÜNKER [KÖTÜLÜK]
“Münker”, insanlık tarafından kötü olarak kabul edildiği gibi, Yüce Allah tarafından da çirkin görülen şeylerdir.


Rabbimiz Kur’an’da “ma’rûfu emr” ve “münkerden nehy” emriyle insanlığın iyi ve kötü, yararlı ve zararlı, güzel ve çirkin, olumlu ve olumsuz şeyler, davranışlar ve olgular arasında doğru ayrım yapabilecek bir vicdanî yetiyle donatıldığına işaret etmektedir. Neyin iyi neyin kötü olduğunu doğasına yerleştirilen bu vicdanî yetiyle değerlendirebilen insan, kendisini sınırlayan ilahî kaynaklı değer ölçüleri olmadan bu içsel mekanizmayı özenli kullanamamakta, tam tersine, çeşitli psikolojik mekanizmalar kullanarak kötüyü, çirkini, yanlışı meşrulaştırma çabasına girişmektedir. “Şeytanın kişiye kendi yaptıklarını güzel, süslü göstermesi”, bu meşrulaştırıcı psikolojik mekanizmaları fark etmeyen insanın içine düştüğü içsel bir tuzak olarak da değerlendirilebilir. Rabbimiz insanın sağduyusu ile doğru olarak tanıdığı “münker”i kendisi de yasaklayarak insanlığın vicdanî tanısını desteklemekte ve ona kötüyü ve kötülüğü önlemeyi sağlayacak güçlü bir dinî müeyyide kazandırmaktadır. Çünkü insan mutlak zararlı olduğunu bildiği şeylerden kaçınma konusunda bile kendini yeterince denetleyememektedir. 1930’lu yıllarda ABD’de getirilen alkollü içki yasağının tüm yasal zorlamalara rağmen başarılı olamayışı, buna karşılık İslam toplumlarında alkollü içki kullanma oranındaki belirgin düşüklük, “kötü” olanı engellemede dinî müeyyidenin ne denli etkili olduğunu gösteren iyi bir örnektir.



ALLAH’IN ANILMASI
Allah’ın anılması, “Allah’ın biz kulları üzerindeki haklarını ve bize sunduğu nimetleri düşünmek, O’na karşı sorumluluklarımızı yerine getirip getirmediğimizi ikide bir kontrol etmek, verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmek, nimetlerine karşı şükredip nankörlük etmemek ve daima bu bilinç içerisinde olmak” demektir.*




*İşte Kuran, Ankebut Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim