• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

38Sad Suresi 71-72






Hatalı Çevrilen Ayetler



Sad Suresi 71-72



Hatalı Çeviri:
71. Rabbin meleklere demişti ki: Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım.
72. Onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın!






Doğru Çeviri:
71,72.Hani Rabbin bir zaman evrendeki güçlere, “Şüphesiz Ben çamurdan bir beşer oluşturucuyum. Onu düzgünleştirip  bilgili hâle getirdiğim zaman derhal ona boyun eğip teslim olun” demişti.


71-85. âyetlerin oluşturduğu pasaj da bağımsız bir necm olup insan soyunun ilk yaratılış aşamalarına dair özellik arz eden noktalar Kur’ân’da ilk kez bu pasajda yer almıştır. Daha sonra A‘râf, Hicr, İsrâ, Kehf ve Bakara sûrelerinde de değinilen bu konuya, Kur’ân’ın iniş sırasına göre ilk defa bu sûrede yer verildiğinden, biz de ayrıntılı tahlilimizi burada yapacak ve konu ile sonraki karşılaşmalarımızda buraya atıfta bulunacağız.


Hemen belirtmek gerekir ki, insanoğlunun yeryüzündeki sorumluluk sınavının nasıl başladığı ile ilgili olay, burada ve konunun yer aldığı diğer sûrelerde temsilî olarak anlatılmıştır. Olayın bir tiyatro sahnesi gibi canlandırılarak anlatılması, evrenin, dünyanın ve canlıların varoluş aşamaları hakkında bilgi sahibi olmayanların konuyu iyi anlamalarını sağlamaya yöneliktir.

Konunun Allah, melekler, Âdem ve İblis arasında geçen diyaloglarla anlatılması, olayın tamamen temsilî olduğunu göstermektedir. Çünkü Yüce Allah’ın bir insanla bu tarz konuşması veya Kendi yarattığı bir şeyin O’na isyan etmesi, bizzat Kendisinin Kur’ân’da bildirdiğine göre mümkün değildir.

71. âyette ifade edilen “çamurdan yaratılış”, “tesviye”, “rûhun üfürülmesi” ve “meleklerin secdesi”, bir anda olup bitmiş olaylar değildir. Kur’ân’da verilen ayrıntılara göre, bu olaylar milyarlarca yıllık bir süreçte gerçekleşmiştir. Yani, bu anlatımlardan, “Allah, melekleri ve İblis’i çağırdığı bir toplantıda, birkaç dakika içinde hemen Âdem’i yaratacağını söyledi ve yaratıverdi. Sonra meleklere secde etmelerini söyledi, onlar da derhal secde ettiler. Ama İblis secde etmedi”  şeklinde, her şeyin çok kısa bir zamanda gerçekleştiği anlamında bir sonuç çıkarılmamalıdır.

Bizim bu konuyla ilgili olarak Kur’ân’dan yaptığımız tesbitler şunlardır:
İNSAN TOPRAKTAN-SUDAN [MADDEDEN] YARATILMIŞTIR:
26,27.Ve andolsun ki Biz, insanı; görünen, bilinen varlıkları çınlayan kilden, işlenebilen çamurdan/hâlden hâle giren bir maddeden oluşturduk. Ve cânnı; görünmez varlıkları da daha önce, en ince delikten bile geçebilen yakıcı bir esintinin ateşinden/engel tanımayan enerjiden oluşturmuştuk.
28,29.Ve bir zamanlar Rabbin evrendeki güçlere, “Ben, kuru balçıktan, şekil verilmiş/işlenebilen bir çamurdan bir beşer oluşturacağım. Ben, ona biçim verdiğimde ve onu bilgilendirdiğimde, siz hemen onun için teslimiyet gösterenler olarak yere kapanın” demişti.(Hicr/26-29)

Bu konu için ayrıca Sâffat/11, Müminûn/12-14, Enbiyâ/30, Furkân/54, Mürselât/20, Nûr/45, Hacc/5, Mümin/67, Kehf/37, Kıyâmet/36-38′e de bakılabilir.


İNSANIN YARATILIŞINA TOPRAK [MADDE] İLE BAŞLANMIŞTIR:
7.Ki O, oluşturduğu her şeyi en güzel yapan ve insanı oluşturmaya bir çamurdan başlayandır.(Secde/7)


İNSAN BİR ANDA BUGÜNKÜ YAPISI İLE YARATILMAMIŞ, AŞAMA AŞAMA YARATILMIŞTIR:
“14.Oysa O, sizi gerçekten tavır tavır/ aşama aşama oluşturmuştur. (Nûh/14)


İnsanın yaratılış aşamalarından birisi de bitkilik evresidir:
17.Ve Allah, sizi yeryüzünden bir bitki olarak bitirdi.(Nûh/17)

Söz konusu aşamalar, Müminûn/12-14, Mümin/67, Hacc/5, Kehf/37 ve Kıyâmet/36-38′de belirtildiği gibi, toprakla başlayıp bugünkü hâlimize gelinceye kadarki aşamalardır.

Bu sistem bugün için de aynıdır. Önce toprak, su, yenilip içilenler, teneffüs edilen hava gibi cansız maddeler canlıya dönüşerek dişide yumurta, erkekte sperm hücresi hâline gelmekte, sonra da alaka, mudğa, kemik ve et oluşumları bir şekillenme ile sürüp gitmektedir. Âyetlerden anlaşıldığına göre, ilk hayat da aynı sistemle, doğada önce basit bir canlıdan başlamış ve sonra alaka, mudğa gelişimine benzer bir seyirle bugünkü hâline gelmiştir. Bu gelişimler arasındaki zaman aralıkları ise belki milyonlarca yıl sürmüştür.


İNSAN ÖNCE YARATILMIŞ, SONRA DÜZENLENMİŞTİR: 
Yani, insanın düzenlenmesi, ilk yaratılıştan sonra olmuştur:

1-5.Oluşturup düzene koyan, ölçümlendirip sonra yol gösteren, otlağı çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel atığı hâline getiren Rabbinin yüce adını temize çıkar.(A‘lâ/2-5)
6-8.Ey insan! Üstün kerem sahibi olan, seni oluşturan, sonra da sana bir düzen içinde biçim veren, sonra da seni dengeleyen, dilediği bir sûrette seni tertip eden Rabbine karşı seni aldatan şey nedir? (İnfitar/6-8)

19.Bir spermden! Allah, oluşturdu da ölçümlendirip-biçimlendirdi, (Abese/19)


İLK YARATILIŞTAN SONRAKİ YARATILIŞ [EŞİN YARATILMASI], EŞEYSİZ ÜREMEDİR: 
İlk yaratılış bir nefisten gerçekleşmiş, bu nefsin eşi, nefsin kendisinden (eşeysiz olarak) yaratılmıştır. Eşeyli üremeler, bu ilk yaratılış ve eşeysiz olan ilk üremeden sonra başlamıştır:

1.Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten oluşturan, ondan eşini oluşturan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip yayan Rabbinizin koruması altına girin. Ve kendisiyle birbirinizle dilekleştiğiniz Allah’ın ve akrabalığın koruması altına girin. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir.(Nisâ/1)

Ayrıca A‘râf/189 ve Zümer/6′ya da bakılabilir.


DUYMA, GÖRME VE DUYGU [ZİHİNSEL FONKSİYONLAR] İNSANA SONRADAN KAZANDIRILMIŞTIR:
9.Sonra onu düzeltip bir biçime soktu ve onu bilgilendirdi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ne de az ödüyorsunuz? (Secde/9)

78.Ve Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ödeyesiniz diye işitme, görme duyularını ve gönüller verdi. (Nahl/78)

2.O, hanginizin amelce daha iyi-güzel olduğunu sınamak için ölümü ve hayatı oluşturdu. O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır.
3,4.O, yedi göğü, birbiri üzerine uyumlu olarak oluşturandır. Rahmân’ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] oluşturmasında bir çatlaklık-uygunsuzluk görmezsin. Haydi, gözünü döndür, bir bozukluk görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha döndür. Gözün, âciz olarak ve çok bitkin olduğu hâlde sana dönecektir.  (Mülk/2-3)

11.Ve hiç kuşkusuz Biz, sizi oluşturduk, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da evrendeki güçlere, “Âdem’e/bilgilenmiş, vahiy almış insana boyun eğip teslim olun” dedik; İblis/düşünce yetisi hariç onlar hemen boyun eğip teslim oldular; o, boyun eğip teslim olanlardan olmadı. (A‘râf/11)

78.Ve Allah, sizin için duymayı, gözleri ve kalpleri inşa edendir. Kendinize verilen nimetlerin karşılığını ne de az ödüyorsunuz! (Müminûn/78)


ERKEKLİK ve DİŞİLİK MENİ İLE BELİRLENİR:
45,46.Hiç kuşkusuz, Allah yaratmayı plâna koyduğu zaman iki çifti; erkeği ve dişiyi bir nutfeden/spermden oluşturan da O’dur. (Necm/45-46)


İNSANIN YAPISI BAKIMINDAN DEĞERSİZ OLDUĞU DÖNEM MİLYONLARCA-MİLYARLARCA YIL [DEHR] DEVAM ETMİŞTİR:

1.İnsan üzerine, henüz kendisi anılabilecek bir şey değilken, dehrden/milyarca yıldan bir süre geçti mi? Elbette ki geçti!

2,3.Şüphesiz Biz, insanı karışık bir nutfeden oluşturduk. Onu yıpratacağız/yükümlülükler vereceğiz. Bu nedenle onu çok iyi işitici, çok iyi görücü yaptık; iyiyi kötüyü ayıracak bilgileri yollayarak bilgilendirdik. Şüphesiz Biz, ona yolu gösterdik, ister kendisine verilen nimetlerin karşılığını ödeyen biri olsun, ister nankör. (İnsan/1-3)

28.Biz, onları Biz oluşturduk. Bedenlerini Biz sağlam yaptık. Dilediğimizde de benzerleriyle değiştirdikçe değiştiririz. (İnsan/28)


ALLAH İNSANI BİLGİLENDİRMİŞ; ONA RÛHUNDAN ÜFÜRMÜŞ; VAHİY GÖNDERMİŞ; BİRAZ BİLGİ KOKLATMIŞTIR: 
Âyette geçen, rûhun üfürülmesi/üflenmesi ifadesi, “Allah’ın insanı bilgilendirmesi, ona vahiy göndermesi, az bir bilgi vermesi” [bilgi koklatması] anlamına gelmektedir. Konunun önemine binâen ruh üfürülmesi/üflenmesi ile ilgili olarak Kadr sûresi’nde yapmış olduğumuz tahlili burada da aynen aktarıyoruz:



RÛHUN ÜFÜRÜLMESİ:
71,72.Hani Rabbin bir zaman evrendeki güçlere, “Şüphesiz Ben çamurdan bir beşer oluşturucuyum. Onu düzgünleştirip bilgili hâle getirdiğim zaman derhal ona boyun eğip teslim olun” demişti. (Sâd/71, 72)

28,29.Ve bir zamanlar Rabbin evrendeki güçlere, “Ben, kuru balçıktan, şekil verilmiş/işlenebilen bir çamurdan bir beşer oluşturacağım. Ben, ona biçim verdiğimde ve onu bilgilendirdiğimde, siz hemen onun için teslimiyet gösterenler olarak yere kapanın” demişti. (Hicr/28, 29)

9.Sonra onu düzeltip bir biçime soktu ve onu bilgilendirdi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ne de az ödüyorsunuz? (Secde/9)

Allah’ın gerçek anlamda üfürmeyeceği bilindiğine göre, “üfürmek” ifadesinin mecâz olduğu hemen anlaşılmaktadır. Üfürmek ise, mecâzen bir başkasına verilen şeyin en az miktarını ifade eder. Türkçe’de bu eylem “koklatmak” olarak yer almıştır. Bu durumdarûhun üfürülmesi, “çok az miktarda bilgi verilmesi, bilginin koklatılması” anlamına gelmektedir. Nitekim İsrâ/85′de de, De ki: ““Vahy, Rabbimin işindendir. Size ise az bilgiden başka bir şey verilmemiştir.” denilerek, bu husus açıkça belirtilmiştir.


Ruhun Âdem’e üfürülmesinden ne kasdedildiği de yine Kur’ân’da açıklanmıştır:
30.Ve bir zaman Rabbin, doğadaki güçlere, “Şüphesiz Ben, yeryüzünde bir halîfe getiren Zatım” demişti. Doğadaki güçler, “Orada bozgunculuk yapan, kan döken birisini mi yapacaksın? Oysa biz, Senin övgünle birlikte tüm noksanlıklardan arındırıyoruz ve Senin tertemiz; her türlü kötülük ve eksiklikten uzak olduğunu haykırıyoruz” demişlerdi. Senin Rabbin, “Ben sizin bilmediğiniz şeyleri çok iyi bilirim” demişti.
31.Ve senin Rabbin, Âdem’e o isimlerin tümünü öğretti. Sonra hepsini doğadaki güçlere sundu ve “Hadi, haber verin Bana şunların isimlerini, eğer doğru kimseler iseniz” dedi.
32.Doğadaki güçler, dediler ki: “Sen her türlü noksanlıktan arınıksın! Senin, bize öğretmiş olduğunun dışında bizim için bilgi diye bir şey yoktur. Şüphesiz Sen, en iyi bilenin, en iyi yasa koyanın ta kendisisin.”
33.Senin Rabbin dedi ki: “Ey Âdem! Haber ver onlara, onların adlarını.” Sonra da Âdem onlara, onların adlarını haber verince, senin Rabbin, “Dememiş miydim Ben size! Şüphesiz Ben, göklerin ve yerin görülmeyenini, duyulmayanını, sezilmeyenini, geçmişi, geleceği bilirim. Ve Ben, sizin açığa vurduklarınızı ve sakladıklarınızı bilirim” dedi.
34.Ve hani Biz, doğadaki güçlere, “Âdem’e boyun eğip teslimiyet gösterin” demiştik de İblis/düşünce yetisi dışında doğadaki güçler hemen boyun eğip teslimiyet göstermişti. İblis yan çizdi, büyüklendi. Ve o, her şeyi bilerek reddedenlerdenidi. (Bakara/30-34)


Dikkat edilecek olursa Sâd/72 ve Hicr/29′a göre meleklerin secde etmesi, Âdem’in belirli aşamalardan geçirilerek [amaçlanan düzgünlüğe ulaştırılarak] nihaî şekle getirilip, kendisine ruh üfürülmesinden sonradır. Bakara/30-34′de ise meleklerin secde etmesinden önce Âdem’in geçirdiği değişim ya da aşama, “Âdem’in bilgilendirilmesi ve bilgisinin meleklerin bilgisi ile karşılaştırılması” olarak açıklanmıştır. Yani, Sâd ve Hicr sûrelerinde kullanılan ruh üfürme tabiri, Bakara sûresi’nde yerini bilgi ile bilgilendirme‘ye bırakmış, böylece ruh üfürme tabirinin, “bilgi ile bilgilendirmek” anlamına geldiği açıklanmıştır.

Ruh üfürülmesi tabirinin, Âdem’e verilen bilginin “koklatma” anlamına geldiğinin kanıtı ise, İsrâ/85 âyetidir. Burada hemen belirtmek gerekir ki, Âdem’e verilen bilginin azlığı, sadece Rabbimizin sonsuz bilgisine nisbetledir. Şöyle ki:
109.De ki: “Rabbimin sözleri için, deniz mürekkep olsa Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenirdi, hatta bir o kadarını daha getirsek bile.” (Kehf/109)

27.Ve eğer, şüphesiz yeryüzünde ağaçtan ne varsa kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz katılarak onun mürekkebi olsa, Allah’ın sözleri tükenmezdi. Şüphe yok ki Allah en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/ sağlam yapandır. (Lokmân/27),

Durum böyle olunca, Rabbimizin ilkinden en sonuncusuna kadar tüm peygamberlerine gönderdiği vahiyler [kitaplar ile bildirdiklerinin toplamı], koklatmadan [üfürmeden] başka bir şey değildir.*






*İşte Kuran, Sad Suresi

Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim