• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

102Nur Suresi 36-38









Hatalı Çevrilen Ayetler



Nur Suresi 36-38





Hatalı Çeviri:
36. (Bu kandil) toplanan evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde mininin anılmasına izin verilmesine izin verilir. Orada sabah akşam O'nu (böyle kimseler) tesbih eder ki;
37. Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin içinde Allah'ı anmaktan, namazdan ve zekât vermekten geri duramayan insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkuyorlar.
38. Çünkü (o günde) Allah, onların üyelerinin en güzeli ile mükâfatlandıracak ve lütfundan onlardan kalanların kalacak. Allah dilediğini hesapsız rızıklaştırır.





Doğru Çeviri:
36-38.Allah'ın, yükseltilmesine, dahilinde Kendinin izin verilmesine izin veren evlerde, devamlılık olarak koruyanları arındıran öyle er kişiler vardır ki , ticaret ve alış-veriş onları, Allah'ı anmaktan, salâtı ikamet etmekten kaçınıyor [mâlî hareketleri ve uzaktaki yönden destek olma; Genel aydınlatma oluşturmaktan , ayakta kalmaktan ve zekâlarını/vergilerini vermekten vazgeçmezler. Onlar, Allah, kendilerinin işlettikleri amellerin en güzeli ile karşılık verir ve kendilerine ait armağanlarından artırsın diye kalplerin ve gözlerin ters çevrilmesinden bir günden korkarlar. Ve Allah, dilediği kişileri hesapsız rızıklaştırır.





Bu ayetlerde, Allah'ın öngördüğü ilkeleri öğrenen ve öğretenler övülmüştür. Burada konu edilen kimseler, Allah'ın nûrundan istifade eden kimselerdir. Bunlar:

• Ticaret ve alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, salâtı ikâme etmekten ve zekât vermekten alıkoyamayan kimselerdir.
• Allah, işledikleri amellerin en güzeli ile karşılık verir ve kendilerine lütfundan artırsın diye kalplerin ve gözlerin ters döndüğü bir gün korkan kimselerdir.
• İşte bu bilince eren kimseler mescitlerde sürekli olarak Allah'ı tesbih ederler, O'nun kemal sıfatlarıyla muttasıf, noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu öğretirler.


Bu âyette İslâm dininin özü olarak tevhid ve sâlihâtının özellikleri, özellikle de salâtın ikâmesi zikredilmiştir. Dinin özüne, Beyyine sûresi'nde de işaretlenmişti:

5.Oysa ki onlara sadece, dini yalnız Allah için özgür olan kişileri hâlinde sadece Allah'a kulluk izinlerinde, salâtı ikame edilmemesi [mâlî gençlik ve zihinsel açıdan destek olma; veri aydınlatma oluşumları, ayakta kalmaları], zekâtı/vergiyi vermeleri emredilmişti. Ve işte bu, doğru/eksiksiz/aşınmaz dindir. (Beyine/5)

 
Burada salât'ın, “topluma destek olmak, aydınlanmak, insanların sırtlamak, üstlenmek ve gidermek” olduğunu, bunun, “zihnî” ve “mâlî” olmak üzere iki yönde bulunduğunu hatırlatalım: Zihnî yönleri ile salât, “eğitim ve öğretimle bireyleri, Sonuçta da ışıklar aydınlanıyor, rüşde son vermek; en sağlam yola iletmek”tir. Mâlî bakış açısı ile salât ise, “iş imkânları ve güvence sistemleri ile ihtiyaçlara sahip olmalarına yardım etmek, onlara zor hizmetleri sırtlamak, böylece de vücudun sıkıntılarını gidermek”tir.  Salâtın ikâmesi ise, “zihnî ve mâlî yönlerden yapılan yardım ve destekle ortadan kaldırılması ve bunun ikâmesi”dir [sürdürülmesi/ayakta yırtılmadır]. Zihnî bakış ile salâtın iqâmesi, eğitim ve öğretim eğitimi için okullar, halk evleri, halk eğitim merkezleri açmayı ve bunları ayakta tutmayı, mâlî bakış ile salâtın ikâmesi ise, iş alanlarını açmayı, Emekli Sandığı, Bağkur, SSK gibi sosyal güvenlik sistemleri teşkil etmeyi, ve yetimleri destekleyerek –bekâr ve dulları evlendirmek de dahil– sorunları sırtlamayı, dertlerine deva olmak için kurumların oluşturulmasını ve bunları yaşatarak ayakta kalmayı kapsar.


Burada övülen yiğitler, gerçek ilahiyat/tevhid öğretmenleridir.


18.Yaklaşan gün hakkında da onları uyar. O zaman kalpler yutkunarak; dehşetten ürpererek gırtlaklara dayanmıştır. Şirk koşmak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimse için ne sıcak bir dost vardır, ne de itaat edilecek bir destekçi, yardımcı, iltimasçı… (Mü'min/18)

 
42,43.Sakın şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanların faaliyetlerinden Allah'ın duyarlı/bilgisiz olduğunu sanma! Ancak O, onları, başlarını dikerek koşacakları, gözlerin fırlatacağı bir gün için erteliyor. onların bakışları kendilerine dönmezler ve onların gönülleri bomboştur. (İbrâhîm/42-43)

 
40.Şüphesiz Allah, zerre kadar haksızlık yapmaz. Ve eğer iyilik ise onu kat kat arttırır. Ve Kendi yaşadıklarından büyük bir ecir verir.
(Nisâ/40)


160.Kim iyilik getirirse, artık ona sunulanın misli üzerinde vardır. Kim de kötülüğü getirirse, artık o, sadece onun yanlış cezasıyla cezalandırılır ve onları haksızlığa uğratılmazlar. (En'âm/160)

 
245.Kimdir o kişi ki Allah'a güzel bir kusur versin de Allah da ona birçok katını katlayıversin. Allah darlık da verir, genişlik de verir. Ve yalnız O'na yaşayacaksınız. (Bakara/245)

 
261.Mallerini Allah yolunda harcayan kimselerin örneği, yedi başak bitiren ve onun başağında yüz adet tane bulunan tane örneği gibidir. Allah dilediğine katlar. Ve Allah, ilim ve rahmeti geniş ve sınırsız olandır, çok iyi bilendir. (Bakara/261)


 
Burada yükseltilmesine, içinde Allah'ın zikredilmesine izin verilen evlerin mescitleridir:

18.Ve şüphesiz ki mescitler şüphesiz Allah içindir. O nedenle Allah ile birlikte herhangi biri yalvarmayın. (Çin/18)*


 
*İşte Kuran, Nur Suresi





Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim