• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

103Hacc Suresi 36, 32-33








Mushafta Bozuntu Yapılan Ayetler

Hacc Suresi 36, 32-33



Hatalı Çeviri:
32. Durum öyledir. Her kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.
33. Onlarda (kurbanlık hayvanlarda veya hac fiillerinde) sizin için belli bir süreye kadar birtakım yararlar vardır. Sonra bunların varacakları (biteceği) yer, Eski Ev'e (Kâbe'ye) kadardır.
...

36. Biz, büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu halde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah'ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yeyin, hem de ihtiyacını gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.




Doğru Çeviri:
36.Büyükbaş hayvanları da; Biz, onları sizin için Allah’ın varlığının işaretlerinden yaptık. Sizin için onlarda hayır vardır. O nedenle ön ayaklarının biri bağlı hâlde keserken/ saf hâlindelerken üzerlerine Allah’ın adını anın. Sonra yanları yere yaslandığı vakit de onlardan yiyin, ihtiyacını gizleyene ve isteyene de yedirin. Böylece Biz, onları kendinize verilen nimetlerin karşılığını ödeyesiniz diye size boyun eğdirdik.
32,33.İşte böyle! Her kim Allah’ın varlığına işaret olan şeylere saygı gösterirse, –ki şüphesiz bu saygı gösterme, kalplerin Allah’ın koruması altına girmesindendir– sizin için onlarda belli bir süreye kadar birtakım yararlar vardır. Sonra, bunların varış yeri; Beyt-i Atik’e/eski eve/özgür eve/Ka‘be’yedir.





Bu âyetlerde, hacc esnasındaki “hedy” ile ilgili bilgi verilmekte, bunun yozlaştırılmamasına yönelik uyarı yapılmaktadır.


Paragrafın doğru anlaşılabilmesi için 36. âyeti, –teknik zorunluluk nedeniyle– paragrafın başında tertip ettik. Zira pasajın âyetlerinde, bu âyete gönderme yapılmıştır.



نسك NÜSÜK – مناسك MENÂSİK

نسْك Nüsk”, “ نسُك nüsük”, “İbadet, taat ve Allah’a yaklaştıran her şey” demektir. “ نسك Nüsük” dinin emrettiği ve yasakladığı” şeydir.

منسَك Mensek”. “ منسِك mensik”, “nüsk yolu” demektir

منسك Mensek” çoğulu “ مناسك menâsik”, nüskün, nüsüklerin icra edildiği yerler” demektir.

مناسك Menâsik”, İsm-i zaman/ mekân kalıbının çoğulu olduğu gibi İsm-i alet kalıbının da çoğuludur. Sözcüğün İsm-i alet kalıbı anlamı itibare alınınca “Nüsük aletleri; ibadet malzemeleri, tarzları, ritüelleri” demek olur.


Kur’an’da geçen menasik anlamlarını hep ism-i alet olarak tevil ediyoruz. Zira Kur’an’dan anladığımıza göre evrenin her yeri mensektir (ibadethanedir); rabbimizin bize gösterdiği, göstereceği ise kulluk biçimleri, aletler, yollarıdır; namaz, salat, hac, kıble, oruç, takva vs. gibi.


نسك Nüsük” sözcüğü, “ نسيكة Nesike” sözcüğünden alınmadır. “ نسيكة Nesike”nin ilk vaz’ı (koyuluş) anlamı, “altın ve gümüşün eritilerek cüruftan temizlenmesi, saf hale getirilmesi” demektir. Bu durumda “Nüsk, Nüsük’ün de esas anlamı “Saf altın, gümüş parçası” demektir.


İbadet edene “ ناسك Nâsik” denir. Çünkü İbadetin her türlüsü, her şekli, insanı günah kirinden temizler ve Allah’a yaklaştırır.


Bu açıklamalardan açıkça anlaşılan şu olmalıdır: Nüsük, Allah’a yapılan ibadetlerin en temizi; riyasısı, kusursuzu, en samimisidir.


Bu sözcük zaman içerisinde anlamı daraltılarak “hayvan kesimi” ve “hacc rükunları” için kullanılır olmuştur. (TAC ve LİSAN) Kur’an’da (En’am/ 162, Bakara/128, 196, 200 ve Hac/34, 67 ) ise gerçek anlamıyla; “ibadetin her türlüsü, her şekli” anlamında kullanılmıştır.


Bakara/ 128’de İbrahim As’ın “Ve bize menasikimizi göster” talebi, “İhdinassıratalmüstekım (bize dosdoğru yolu göster)” ifadesiyle aynı anlamdadır.


36. âyette, Büyükbaş hayvanları da; Biz onları sizin için Allah’ın varlığının işaretlerinden kıldık buyurulmuştur. Âyetin doğru anlaşılabilmesi için, şe‘âir [işaretler] sözcüğünün iyi bilinmesi gerekir. Bu nedenle Bakara sûresi’nde yaptığımız açıklamayı naklediyoruz:


شعائر [şe‘âir] sözcüğü, “bilmek, akletmek, idrak etmek” anlamındaki شعر [şa‘r] kökünün türevlerindendir. Şi‘r sözcüğü de buradan gelir. Şi‘r’e bu ismin verilmesi, her konuda bilgi kaynağı olmasındandır. Bu sözcüğün türevlerinden şe‘ar, ağaç ve ağaçlık, sık orman, ağaçlı bahçe gibi ağaç eksenli olarak kullanılır. Yine bu sözcüğün, “iç çamaşırı, atın çulu, arpa, terazi dirhemi, develere işaret vurma” gibi daha birçok anlamlarda kullanılan türevleri de vardır.


شعار [şi‘âr], شعيرة [şe‘îra] (çoğulları, شعائر [şe‘âir] sözcüğü), “alâmet” [bilgi sağlayan/belirti] demektir, ki bu sözcük savaşta veya seferde askerlerin arkadaşlarını, bölüklerini, takımlarını bulmaları, kaybetmemeleri için koydukları bir belirtinin adıdır.10


Şe‘âir sözcüğü, Kur’ân’da bu âyetin dışında Mâide/2, Hacc/32, 36. âyetler olmak üzere 3 yerde daha geçer. Hepsinde de, شعائر اللّه [şe‘âirillâh/Allah'ın alâmetleri; Allah'ı tanımaya, bilmeye alâmet olan her şey] anlamındadır. Ama her ne hikmetse kelimenin anlamı, araya bir “itaat” sözcüğü eklenmek sûretiyle, “Allah’a itaatin alâmetleri, nişâneleri, sembolleri” şeklinde yaygınlaşmıştır. Oysa âyetlerde, “Allah’ın alâmetleri” diye geçmektedir. Âyette, من [min] edatı getirilerek, شعائر اللّه من [min şe‘âirillâh/Allah'ın âyetlerinden bir kaçıdır] buyurulmuştur.11




“Şe‘âir”in izahından sonra, büyükbaş hayvanların da şe‘âirden olduğuna dair Yâ-Sîn sûresi’nde yaptığımız açıklamayı naklediyoruz:

71.Ve onlar görmediler mi ki, Biz şüphesiz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım hayvanlar oluşturduk da onlar, onlara sahip bulunuyorlar.
72.Ve onları, kendileri için aşağı tutulan varlıklar yaptık. Bu yüzden binekleri onlardandır. Onlardan yiyip duruyorlar da.
73.Ve onlarda daha birçok menfaatler ve içecekler var. Hâlâ kendilerine verilen nimetlerin karşılığını ödemeyip nankörlük mü edecekler?(Yâ-Sîn/71-73)

 
Bu âyetler, duyarsızlaşmış bir toplumun inkâr sözlerini dile getiren 48. âyetin devamı mahiyetindedir. Sözü edilen duyarsızlar, canlıların yapılarındaki âyetlerden ibret almamaları ve çevrelerindeki delilleri görmemeleri sebebiyle bu âyetlerde de kınanmaya devam edilmektedir. Onlara denilmektedir ki: “Biz size, kendinizden kat kat güçlü, deve, sığır gibi hayvanları boyun eğdirdik, binit yaptık. Sizi o hayvanların etinden, sütünden, derisinden, tüyünden, gücünden ve gübresinden de istifade ettirdik. Bu hayvanları, yüzlercesini bir küçük çocuğun kontrol edebileceği şekilde zelil kıldık. Biz bunu böyle plânladık. Bunların nasıl olduğunu hiç düşündünüz mü?12


Burada büyükbaş hayvanların da Safa ve Merve gibi, Allah’ın varlığına, birliğine ve rabbliğine birer işaret olduğu, bunların kutsanacak şeyler olmadığı açıklanmaktadır. Klasik kaynaklara göre Araplar, deve, sığır ve her ne hediye ettilerse onu kutsar ve onun etinden yemezlerdi.*



*İşte Kuran, Hacc Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim