• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

102Nur Suresi 32-33







Hatalı Çevrilen Ayetler



Nur Suresi 32-33





Hatalı Çeviri:
32. Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.
33. Evlenme imkânını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve câriyelerden) mükâtebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır (kabiliyet ve güvenilirlik) görüyorsanız, hemen mükâtebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen câriyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir.




Doğru Çeviri:
32.Ve sizden eşi olmayanları, erkek kölelerinizden ve kadın kölelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer bunlar, fakir iseler, Allah Kendi fazlından onları zenginleştirir. Şüphesiz ki Allah, bilgisi ve rahmeti geniş ve sınırsız olandır, en iyi bilendir.
33.Ve evlenmeye imkân bulamayanlar; Allah, Kendi fazlından kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Yasalar çerçevesinde himayenize verilmiş olanlardan özgürlük yazışması/ sözleşmesi yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir iyilik görüyorsanız, hemen yazışma/sözleşme yapın. Allah’ın size vermiş olduğu Allah’ın malından siz de onlara verin. Ve basit dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, bağımsızlaşmak, evlenmek isteyen gençlerinizi taşkınlığa/ baş kaldırmaya zorlamayın, onları kesinlikle özgürlüklerine kavuşturun. Kim onları buna zorlarsa, bilinmelidir ki hiç şüphesiz Allah, onların zorlanmalarından sonra çok bağışlayıcı ve merhametlidir.






Bazı toplumsal kuralların emredildiği bu âyetlerde şu kurallar konulmuştur:

• Eşi olmayanlar, erkek kölelerinizden ve kadın kölelerinizden iyi olanlar evlendirilmelidir. Bunların fakir olması bahane olmamalıdır.

• Evlenmeye imkân bulamayanlar, Allah fazlından onları varlıklı kılıncaya kadar sabırlı olup iffetlerini korumalıdırlar.

• İşin üstesinden gelebileceklerine güvenilmesi durumunda yasalar çerçevesinde himaye altında tutulanlarla mükâtebe [özgürlük sözleşmesi] yapılmalıdır. (Mukâtebe, –terim olarak– “himaye altında olanla hâmisi arasında kararlaştırılan parayı belirli bir süre içinde ödedikten veya hizmet süresini tamamladıktan sonra himayeden çıkmasını öngören anlaşma”dır.)

• Onlara maddî yardım da yapılmalı, zekât gelirlerinden pay verilerek, borçları ödenmelidir. Nitekim zekât verileceklerden bir sınıf da bu boyunduruk altındakilerdir (bkz. Tevbe/60).

• Bunlardan muhsanlaşmak [evlenmek-himayeden kurtulup özgürleşmek] isteyenlere engel olunmamalı, onların taşkınlık/başkaldırı yapmalarına zemin hazırlanmamalıdır.


Anlaşılan o ki, toplumda huzurun bozulmasına, fitne ve fuhşun yayılmasına sebep olacak etkenlerden biri de evlilik çağında olanların evlendirilmemesidir. Evli olmayan bir yetişkin; zinâ, taciz, tecavüz gibi yollara meyledebileceği için, evli olmayan kadın ve erkeklerin evlendirilmesi bir görev olarak kamuya yüklenmektedir. Zira evlilik, fitneden uzaklaştırır; fuhuştan korur ve toplumun huzuruna katkı sağlar.


Âyetteki fetaya [gençleriniz] ifadesiyle, “yasalar çerçevesinde himaye altında bulunan emanet kimseler, hizmetçiler” kastedilmektedir. Bu, Kehf/62, Yûsuf/30 ve Nisâ/25′ten de rahatlıkla anlaşılabilir. İslâm’ın ilk dönemlerinde mü’minler, yasalar çerçevesinde himayelerine verilenlere, “fetam, fetatım” [delikanlım, yiğidim, hanım kızım] derlerdi.*



*İşte Kuran, Nur Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim